29 Mayıs 2011 Pazar

Asian Women on the Telephone - ICanT




Rusya, Moskova çıkışlı bu geceki grubumuz psychedelic rock'tan başlayan; drone, dark ambient ve hatta noise müziğe kadar genişleyen bir perspektife sahip bir topluluk... Tamamen deneysel algıda üretilmiş albüm, dinleyiciye belki bir müzikalite vaat etmiyor olabilir, hipnotik etkisi ve deneysel müziğin gücüyle ortaya değişik ve tarif etmesi zor bir albüm çıkmış. 70'lerin psychedelic rock, kraut rock müziğiyle, günümüzün karanlık ve deneysel türleri aynı potada eritilmiş... Biraz önce dediğim gibi, hipnotize edici bir müzikleri var. Parça uzunluklarına rağmen dinlerken asla sıkılmıyorsunuz. Uyumadan önce rahatsız edici görünse de fantastik rüyalar görmenizi sağlayacak türden bir çalışmayı burada paylaşmak istiyorum. Deneysel müzik sever dostlarım kaçırmayacaklardır kesinlikle...

Kısa kesip, sözü müziğe bırakıyorum :)





http://asianwomenonthetelephone.bandcamp.com/album/icant

http://www.myspace.com/asianwomenonthetelephone

27 Mayıs 2011 Cuma

John Badger & The Moustache Riders of Doom - The Trilogy of Faith




Karar vermek ve yalnız olmak; bir insanın düşebileceği en zor durumlardan biridir... Yalnızlık, günümüz insanın en büyük dertlerinden biri olarak, karar verme aşamasında insanın yanında kimsenin olmayışı, kişiyi yanlış ve hatalı davranışlara sürükleyebiliyor.

Eskiden ben de; gecenin bir vakti yeni tanıdığım, tanıştığım ya da eskiden tanıdığım insanları rahatsız eder, telefonla arardım... Çünkü, kendimi çok yalnız hissediyordum...

Çok gençtim, danışacak, derdimi anlatacak ve de anlayacak kimsem yoktu. Türlü saçmalıklarda bulunur, çeşitli hatalar yapardım; yaşım ilerledikçe kendimi insanlardan geri çektim, bu iyi veya doğru muydu, bilemiyorum. Kişinin kendi tercihi herhalde...

Son yıllarda bir karar alacağım zaman kimseye danışma ihtiyacı hissetmiyorum; etrafımda da kimse kalmadı zaten... En azından kendi açımdan doğruların ve yanlışların ne olduğunu bildiğimi sanıyorum.


Bildiğim şeylerden biri de; müzik, okuduğunuz gazete ve kitaplar, çevrenizdeki insanlar, aileniz vs. bunlar insanı çok etkiliyor... İnsanın kendi doğrularını bilmesi ve yaratması gerektiğini düşünüyorum; kopya ve klasik düşünce zihniyetinden kopamazsa kişi, akıllı kararlar veremiyor, doğru atılımları gerçekleştiremiyor kanımca. Yeni neslin en büyük sorunu da bu olacak sanırım,çünkü aileler, çocukları her ne yaparsan yapsın; bu hata bile olsa, destekliyor.

Her ne olursa olsun, kendi düşüncelerinizi, doğrularınızı ve yanlışarınızı bilin; kimseye ihtiyacanız olmadan da yaşayabilirsiniz, yalnızlık bir problem değil. Sizi anlayamayan insanlar varsa, etrafınızda istediğiniz düşünce yapısında kişiler yoksa bu sizin sorununuz değil... Dostluk güzel şeydir; ama yalnızlık ise bambaşka bir erdemdir, bunu unutmayın...



Ben gene şarap içerek gittikçe saçmalamaya başladım yine... Gelelim bu gece bahsetmeye çalışacağım gruba...

John Badger & The Moustache Riders of Doom, drone, dark ambient, noise, experimental ve dark jazz müziği bir güzel harmanlayıvermiş deyim yerindeyse... Üç parçadan oluşan albüm; düşünürken, bir şeyler okurken veya içerken dinlemesi keyifli albümlerden biri. Yine belirli ve sayılı dinleyici kitlesine hitap eden albüm, lastfm'de şimdilik sadece 9 dinleyiciye sahip. Gürültüyü ve ambiyansı ortak noktada birleştiren, düşündürücü etkiye sahip, ilginç bir çalışma. Kendinizi bir film kahramanı olarak hissetmemeniz elde değil, başroldesiniz ve acı dolu bir film bu. Bir şatoda olduğunuzu düşleyin; düşünce keşmekeşinde nerede ve nasıl yer alacağınızı bilmediğiniz bir ortamda hayal edin kendinizi... Sorular, sorunlar, cevaplar, farklı yorumlar... Çıkmak istiyorsunuz ama; çıkamıyorsunuz, çünkü bu şato, sizin iç dünyanız aslında...

Albümde yer alan tüm parçalar bandcamp üzerinden ücretsiz olarak edinilebiliyor. Herkese iyi dinlemeler...


NOT: Favori parçam,albümdeki son çalışma olan Tystnaden, mutlaka dinleyin!

http://johnbadger.bandcamp.com/album/the-trilogy-of-faith

Undersmile - A Sea Of Dead Snakes





      Doom, stoner, sludge müziğe, bu türlerin değişik örneklerine, bazen de kendimce kökenlerine ait gruplara yer vermeye çalışıyorum. Rock müziğin en ağır müziği doom hakkında ne kadar bahsetsem azdır bence...

 

   Bugünkü grubumuz beş parçalık Ep'lerini yayınlamış olan Undersmile, A Sea Of Dead Sankes isimli çalışmalarında bir EP'ye göre uzun sayılabilecek bir süreye sahip, yaklaşık 38 dakika uzunluğunda...  Ep'leri bu süreye sahip ve bu kadar başarılıysa yakında uzun çalarlarını çıkarırlarsa nasıl bir albüm olur, gerçekten bilemeyeceğim. Bildiğim tek şey grubun kendine has doom, sludge, stoner, düşük tempo bir tarza sahip oluşu, dinlerken asla sıkılmıyorsunuz. Üst üste defalarca dinlenecek tamamıyla yerlatı kültürüne ait, şimdilik çok da bilinmeyene bir topluluk...

 

   Lastfm üzerinde an itibarıyla 290 dinlecileri bulunan grubun, myspace'de ise 584 arkadaşı bulunuyor. 'Doom' metal müziklerindeki ana temayı oluştururken, diğer baskın etkenler; stoner metalin ağırlığı, gelenekselci rock bakış açısının günümüze güzel uyarlanmış bir versiyonu da diyebilirim. Daha doğrusu şöyle daha rahat ifade edebilirim: 'Doom' dinlemesi ve icra etmesi zor bir müzik olduğundan, sabır gerektiren bir müzik sonuçta... Uzun parça süreleri, zaman zaman kendini sıklıkla tekrarlayan, karanlık ve kendini anlatma biçimi olarak da aşırı bir müzikaliteye ihtiyaç duymayan bir müzik türü. Değişik örnekler, istisnalar ve dediklerimin dışında da doom grupları olabilir elbette... Bir çok alt türe sahip bu müzik türünün bu bahsetmiş olduğum grupta ağırlıklı hissedilen türleri sıralayacak olursam tekrardan, şöyle toparlayabilirim. 

 

   Geleneksel Black Sabbath ekolünden gelen, yenilikçi, düşük tempo, doom, sludge rifflere sahip, stoner rock/metale alternatif sesler getiren, şimdilik fazla bilinmeyen, doom müziğin en önemli özelliklerinden biri olan hissiyatı yüksek ve içinden gelen müziği üreten bir topluluk karşımızda...

 

   Üyelerinden ikisi kadın ve vokaller tamamıyla onlara ait; canlı performansları da bence, başarılı. Yakında doom ve alt türlerine çokça yer vermeye çalışacağım, fazla saçmalamadan, gruptan kısaca bashetmeye çalıştım... 

     Herkese iyi dinlemeler, doom ve doom müziğe yeni başlayanlar için çok iyi seçim olacaktır diye düşünüyorum.

 <span>Undersmile - Cutters Choice by Blindsight Records</span> 

<font face="Verdana" size="1" color="#999999"><br/>TEUTONIC DYSELXIA<br/><br/>Undersmile | Myspace Music Videos</font>

 

 

http://www.myspace.com/undersmile

http://soundcloud.com/blindsight-records/undersmile-cutters-choice

http://undersmile.bandcamp.com/album/a-sea-of-dead-snakes-ep

 

http://www.myspace.com/undersmile

 

Posted via email from urufixx's posterous

26 Mayıs 2011 Perşembe

Günün Parçası: Teehn Bwitches - Wicked Dr.



Drag, witch house, darkwave tarzlarında müzik icra eden Teehn Bwitches, biraz önce bahsettiğim müzik türlerinin bir nevi ana kaynağı olan 80'ler synth pop'undan etkilenmiş...

Müzikleri biraz karanlığı çağrıştırsa da, duygusal ve 80'lerin olmazsa olmaz melankolik yapısını çağrıştırıyor... Lastfm'de şimdilik 320 civarında dinleyiciye sahip olan grubun albümü dokuz parçadan ve yaklaşık 34 dakikadan oluşuyor. Albümdeki favori parçam, burada da paylaşacağım 'Wicked Dr.' size albüm hakkında kılavuz olacaktır umarım...

Daha fazla bilgi için:

http://www.last.fm/music/Teehn+Bwitches

http://teehnbwitches.tumblr.com/

http://teehnbwitches.bandcamp.com/

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Sharron Kraus - Beautiful Twisted





Bazen, içimizi sıkan bir şeyler oluverir, canımız sıkılır ve sebebi belli değildir; birisi neyin var diye sorduğunda, bir şey yok der, geçeriz... Aslında neyin ne olduğunu ve sorunu da tam olarak biliriz. Yakın görmediğimiz veya kendimizi güçsüz gösterecek duruma düşmemek için herkese anlatmayız, sorunumuz her neyse... İçimizde saklar, susar; bir şey yokmuş gibi davranırız. Yalnız hissederiz kendimizi nedense. Hem anlatmak, hem de anlatmamak; bize saklı kalsın isteriz her ne ise sorunumuzu... Bu da bir paradokstur aslında... Bu sorunun üzerine kararsızlık, düşünme yetisini kaybetme, depresyon vs. gelir.

Türk işi arkadaşlıktan şunu çıkarabiliriz; yakın çevresiyle olan problemler, bir nevi kıskançlıklar, çekememezlik, dedikodu gibi basit sebepler ortaya çıkacaktır. Entelektüel içeriğe sahip olamayan bu dostluklar; ancak zor bir anda ortaya çıkacaktır. Kendini kötü hissettiği dönemde arayacak, konuşacak bir insan talep ediyor aslında. İyi ya da kötü, karar aşamasında fikir danışacağı bir dosta ihtiyaç duyuyor. Tamam; bunlar da gerekli bir yerde, ama bu şekilde insanların birbirini kullanarak gerçekleştiği bir şekilde değil.


Zırvayı kesip, asıl konumuza dönelim... Sharron Kraus, psychedelic folk müzik icra eden bir müzisyen... Folk müzik, sanatının ana yapısını oluşturuyor. Pagan kültüründen esinlendiği her parçasında açıkça hissediliyor. Pişmanlıklarımızı hatırlatan, iyi ya da kötü düşündüren, az da olsa hayatımızla hesaplaşmamızı sağlayan çalışmalar üreten bir müzisyen kendisi...

Gürültüsüz ve sakin ilerleyen bir ritüel esnasında bize eşlik eden, iyi kalpli bir insanın müzikal tercümesi olarak da yorumlayabiliriz Sharron Kraus'in 2002 tarihli Beatiful Twisted adlı çalışmasını...

Albüm yaklaşık 47 dakikadan oluşuyor ve psychedelic folk, dark folk severlerin ihtiyacını karşılayacak türden bir çalışma. Tamamen enstrümantal, akustik müzik aletleriyle kaydedilmiş; yalnızca albüme ismini veren parçada bir kaç elektronik deneye girişilmiş. Folk yapısına ihanet etmeyen akustik ve gelenekselci bir çalışma da diyebiliriz. İnsanın ruhunu dinlendiren, sakinleştiren, düşündüren, oldukça kaliteli bir albüm...

Albümle aynı ismi taşıyan parça her türden dinleyicinin hoşuna gidecek, etkileyici bir parça...



http://www.sharronkraus.com/

http://www.myspace.com/sharronkraus

http://www.discogs.com/Sharron-Kraus-Beautiful-Twisted/release/974028

22 Mayıs 2011 Pazar

İnceleme- yorum: Pentagram - Last Rites'in bana düşündürdükleri...

Geçtiğimiz günlerde bir sitede tesadüfen görmüş olduğum en iyi 10 proto metal albümü ve yakın zamanda çıkan Pentagram'ın son albümü Last Rites beni bu kısa yazıya zorladı ya da hazırladı diyebilirim... Yakında bu tarz girişimlerim devam edecek. Yazı olarak iddialı değilim, kötü yazdığımın farkındayım; az çok bir kaç bilgi ya da video, şarkı vs. buraya mutlaka ekleyerek, linkler vererek işi sağlama almaya çalışıyorum aslında... En azından ön ayak olmak isterim. Burada bir paylaşım gören müzik sevgisi yüksek dostum, sonra gidip yeterli ve gerekli bilgileri bulabilir diye düşünüyorum en azından...

Zırvayı kesip, sadede gelelim... Pentagram 1970'li yıllarda kurulmuş fakat bir türlü kadrosunu koruyamamış, albüm çıkartacak gerekli ortamı bulamamış, sonradan başarıyı sağlamış önemli bir grup... Geleneksel metal, heavy metal, stoner rock/metal, doom rock, doom metal, hard rock gibi türlerle etiketleyebiliriz grubu. Metal Blade tarafından çıkarılan son albümleri Last Rites o kadar iyi ve üzerinde kafa yorulmuş prodüksiyon ki anlatamam...

1970'lerin doom metalini al, 2011 yılına uyarla. Ruh, atmosfer resmen 70'lere ait; ama gel gelelim müzikaliteye, 2011 farkı karşımıza çıkıyor. Ses yapısı, kayıt, parçaların ilerleyişi, vokal, gitar vs. hiç bir kusur yok. Geleneksel metalcilerden tutun da yeni yetme metalciler bile biraz dinleseler hemen sevecekler bence... Metalin köklerine indiğimiz bir çalışma karşımızda ve dinlenmeyi bekliyor.


Tamam; buraya kadar çok kısa Pentagram'ın Last Rites albümü kesinlikle dinlenmesi gereken bir çalışma olduğunu anladık. Asıl konu şu: son yıllarda doom, doom metal, doom rock ya da doom etkileşimli diğer türlere artışın sebebi, başlangıcı aslında hangi gruplar???


Nereden türedi, nereden çıktı bu müzik türü? Veya nasıl oluştu, kökleri kimdir? Bunun gibi sorular oluşuyor bazen kafamızda. En azından benim kafamda oluşuyor. Klasik rock ile müzik dinlemeye başlamış bir dinleyici olarak her zaman da ilgimi çekmişti zaten.


Bazı çevreler tarafından 'heavy metal'in yaratıcısı efsane grup Black Sabbath'dir. Bazı kesimlere göre de bu Blue Cheer ya da Iron Butterfly olabiliyor. Kısaca; örnekler vererek bunu burada tartışmak isterim aslında. Bloga pek değil, hiç yorum gelmediği için bunu nasıl yapacağız, gerçekten bilmiyorum :)) Ben kendi fikirlerimi burada paylaşayım da, gerisi size kalmış artık...


Black Sabbath'i Black Sabbath yapan aslında 1970 yılındaki Black Sabbath parçasıdır bana göre... Parça o kadar karanlık ve o kadar uzun ki; o zamana dek böyle bir şarkı yapılmamıştır. Günümüzde bile dinleyince insan şaşırıyor, o zamanda böyle bir parça diye... Anlatılan hikaye şu aslında: Boris Karloff'in rol aldığı Black Sabbath'tan etkileniyorlar.

Filmin kısa bir bölümünü buradan izleyebilirsiniz:



Bunları burada zamanında paylaşmıştım. Yeni bilgi gerek bize... Diğer doom rock, doom, stoner gruplarına örnekler vermek istiyorum.

Blue Cheer - Out Of Focus


Folk rock, blues; gürültülü, ağır ilerleyen bir parça. Stoner rock'ın başlangıç işlerinden biri olarak sayabiliriz. Önemli bir grup olarak not edelim, daha önce dinlememiş olanlar varsa dinlesinler...

Rock müzikte çığr açan gruplardan Jethro Tull'in 1969 kaydına da dikkat çekmek isterim:



Yine folk esintileri, biraz blues, hafif rock and roll, deneysel ritimler, denelemer vs.

İlk albümlerinin adı bile Heavy olan bir grubun bu tür ve tarza etkisi mutlaka vardır, değil mi?

Iron Butterfly - Get Out of My Life, Woman



1971 tarihli Budgie albümüne ne dersiniz:



Heavy, doom müziğin atası olan bir çalışma bence... Blues, folk ya da rock and roll etkisi yok. Black Sabbath sonrası çıkmış bir albüm. Kesinlikle dinlenmeli...


Aslında ciddi araştırma içersine girip, bu işi çözmek için ileride epey vakit harcamayı düşünüyorum. Bu çalışma da tarzımıza oldukça yakın ama; eski ve kült haline gelmiş bir topluluktan geliyor. İki parça birden burada paylaşmak istiyorum.

Coven - Black Sabbath - 1969



Electric Wizard, Blood Ceremony gibi grupların da atası sayılan efsane bir topluluk. Okült rock müziğin en önemli temsilcisi Coven...




Pagan kültürleriyle ortaya çıkan müzik; ayinlerde kullanılmak ve ibadet etmek için ortaya çıkmıştı binlerce yıl önce... Tamamen kişisel görüşümdür, yalan ya da gerçek diyemeyeceğim :) Pagan geleneklerinden gelen geleneksel bakış açısı, içsellik her zaman Avrupa müzisyenlerinde ve sanatçılarında hissedilmiştir. Bunun nedeni de geçmiş kültürleridir. Doom müziğin karanlığı; psychedelic, blues ve geleneksel müziğe kadar dayanıyor bence. Ben böyle düşünüyorum; yakında daha uzun bir yazı, derleme ve incelemeyle bu konuyu ayrıntısıyla işlemek istiyorum. Umarım gruplar ve seçtiğim parçalar hoşunuza gider :)





http://www.aux.tv/2010/11/top-10-proto-metal-albums/

http://en.wikipedia.org/wiki/Witchcraft_Destroys_Minds_%26_Reaps_Souls

http://en.wikipedia.org/wiki/Budgie_(album)

http://en.wikipedia.org/wiki/Psychedelic_rock

http://en.wikipedia.org/wiki/Iron_Butterfly

http://en.wikipedia.org/wiki/Jethro_Tull_(band)

http://en.wikipedia.org/wiki/Blue_Cheer

http://en.wikipedia.org/wiki/Black_sabbath

Son olarak da Pentagram'ın mükemmel albümü Last Rites'dan..





Haber: Brian Setzer'den enstrümantal albüm - Setzer Goes Instru-MENTAL!



Brian Setzer Orchestra ile 1990'lardan bu yana rockabilly, swing, rock'n roll türlerinde birbirinden başarılı ve farklı albüme imza atmış usta gitarist Brian Setzer; bu sefer enstrümantal bir albümle karşımızda.

Albüm olabildiğince sade ve kendinden emin adımlarla ilerliyor. Parçaları dinlerken hiç sıkılmıyorsunuz, her parça ayrı bir hit gibi sanki. Çok da iddiası olmayan, sakinleştirici etkiye sahip, neşeli ve eğlenceli aynı zamanda... Bir cafede, barda, pubda biranızı yudumlarken dinlenecek en güzel çalışmalardan biri.





http://www.musicdirect.com/p-38699-brian-setzer-setzer-goes-instrumental-lp.aspx

Haber: Warren Haynes'den yeni solo albüm



Gov't Mule grubunun vokalisti ve aynı zamanda gitaristi olan Warren Haynes yeni bir albüm çıkardı. Man In Motion adını taşıyan albümde blues, rock ve soul müziğin güzel kaynaşması sonucu ortaya huzurlu ve dinlendirici bir çalışma ortaya çıkmış.

Klasik rock, blues rock, southern rock tarzında sakin bir albüm. Gov't Mule severler kaçırmayacaktır sanırım...

http://www.amazon.com/Man-Motion-Warren-Haynes/dp/B004R0MF34

http://www.rollingstone.com/music/news/exclusive-hear-warren-haynes-new-album-man-in-motion-20110503


http://www.warrenhaynes.net/news/

21 Mayıs 2011 Cumartesi

azvarm -shelter

   30 dakikadan oluşan parça, son zamanlarda dinlediğim en içten ve kendine özgü drone çalışmalarından biri... Derinliği olan, düşündürücü etkiye sahip, geceye uygun, ağır ve sınırları zorlayan bir çalışma... 30 dakikalık süre uzun gelmezse dinlemeye çalışın.    Azvarm - Shelter isimli parça bandcamp aracılığıyla burada. İyi dinlemeler.

 

664375542-1

 

 

Posted via email from urufixx's posterous

20 Mayıs 2011 Cuma

Universe217





Universe217, Yunanistan'lı deneysel doom metal grubu... Geleneksel doom metal ile post metalin güzel bir sentezi. Deneysel unsurların da yer aldığı çalışmalarında birden çok türün izine rastlamak mümkün. Doom metal 2000'li yıllarda gelişerek; sludge, noise, black metal, drone gibi değişik ve altkültüre ait türlerle pekiştirerek kendini güçlendirdi. Orijinal fikirlere sahip Universe217 gibi grupların da katkısıyla doom kendini ilerletip modernize ediyor gibi görünüyor...

Universe217'nin vokali bir kadın ve bence etkileyici bir sese sahip. Klasik rock'tan tutun, doom rock, doom metal vb. tarzlarda başarılı işler çıkarabilecek yeteneğe sahip. Grubun parçaları da diğer doom gruplarına nazaran çok da uzun sürelere sahip değiller...

Doom sevmeseniz bile size doom ve alt türlerini sevdirecek bir grup olduğunun altını çizmek isterim. Akıcı parçaları ve değişik atmosferiyle son yıllarda tür ve tarz olarak isim koymakta zorlandığımız müzik piyasasında az bilinen bu grubu mutlaka deneyin.

http://www.myspace.com/universe217

http://www.metal-archives.com/bands/Universe217/3540257519





Not: 'Ruhlu müzik' diye tabir ettiğim; içinden gelen ve yapmak istediği müziği üreten çok da satış kaygısı içerisine girmeyen gruplardan biri... Kayıtsız kalmayın ve dinlemeye çalışın, gerçekten iyiler...

19 Mayıs 2011 Perşembe

Crawling Through Her Ghosts - Delicate Desire In Another Room




Crawling Through Her Ghosts, shoegaze, dream pop, lo-fi tarzında müzik icra eden bir topluluk. Benim dinlediğim ve burada paylaşacağım albümün adı Delicate Desire In Another Room... Albümü dinlerken shoegaze tarzın melankolik yapısıyla, hafif ve dinleyeni asla sıkmayan gürültülü lo-fi tarzında ilerleyen çalışmada, dream pop ve çok derinlerde hissedilen drone etkisi de albümde değişik bir iz bırakmış.

Albüm genel olarak melankolik ama; umut verici, bir taraftan da biraz önce bahsettiğim gibi karanlık bir tarzda ilerliyor. Ne olursa olsun bir çıkış yolu elbet vardır mantığı sezinledim albümde... Bir kaç parça hariç albüm neredeyse enstrümantal... Fazla iddiası olmayan, kendi halinde müzik yapan bir topluluk Crawling Through Her Ghosts, deneysel müzik severlerin bir kulak vermesinde fayda var.

Albümdeki en karanlık ve derin çalışma olan The Last White Rose For Miles'i paylaşmak istiyorum, umarım beğenirsiniz.

crawling through her ghosts benzeri diğer sanatçıları Myspace Müzik 'de bulun


http://www.myspace.com/crawlingthroughherghosts

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Video: Peter Wright: The Buried Bones Of Rūamoko



http://bassesfrequences.org/frequences/peter%20wright/index.htm



Bazen gerçek mi diye, bazen uyumak için, bazen katlanmak için, bazen de unutmak için, bazen de hatırlamak için... Hiçliğin nehrine akıtacak çokça sebeplerim vardı galiba...

17 Mayıs 2011 Salı




1960'lı yılların sonu; blues, rock and roll, hard rock, psychedelic rock gençliği etkisi altına almış durumda. Jimi Hendrix başlı başına bir olay zaten... Jethro Tull yeni yeni tanınmaya başlamış, Deep Purple ilk vokalistiyle bir kaç albüm çıkarmış, Led Zeppelin ilk çalışmasıyla ortalığı kasıp kavurmuş, Janis Joplin çoktan efsane olmuş; çok sevmesem de The Doors, biraz da sansasyonel haberleriyle dünyayı kasıp kavurmakta iken bu arada çok büyük bir grubun doğuşuna şahit oluyordu insanlık aslında...

Bir kaç sene içerisinde daha iyi anlaşılacaktı Black Sabbath... 1970 yılında çıkarmış oldukları ilk albümlerinde yer alan Black Sabbath ve Warpigs isimli parçalar kısa sürede grubu geniş kitlelere tanıtmış oldu. İlerleyen senelerde çıkardıkları albümler grubun popülaritesini iyice artırmasını sağladı.

Ozzy Osbourne ile müzikal anlamda sorun yaşayan grup Ozzy olmadan da albümler çıkarıp başarıyı elde edeceğini düşünerek bir kaç vokalist ile albümler çıkardı. Bazıları beğenildi, kimi çalışmaları da neredeyse yok sayıldı.... Tony Martin ile çıkarmış oldukları albümlere bayılırım bu arada ;)


1980 yılında Dio ile çalışan grup, bundan üç sene sonra Ritchie Blackmore ile sorunlar yaşayan Deep Purple'in efsane sesi Ian Gillan ile çalıştı. 'Born Again' tam anlamıyla bir rock klasiğidir benim için... Heavy metalin sert ve hızlı yönü haricinde, ağır ve duygu yüklü tarafını da dinleyiciye hissettiren; albüm kapağı gibi karanlık bir çalışma. Hard rock, heavy metalin en iyi örneklerinden kanımca...


Post rock, post metal, doom, sludge, stoner vs. gibi türlerin günümüze nasıl geldiğinin ispatıdır bu çalışmalar. Black Sabbath dinlemiyorsan da karşıma çıkma!!! Biraz tehdit gibi oldu ama :))


Proto metalin bence ilk ve en önemli temsilcisi, lastfm'de şimdilik 45 milyon çalışa sahip, son 40-45 yılın en önemli grubu Black Sabbath'in Ian Gillan ile kaydettiği bu albümü henüz dinlemediyseniz, vakit kaybetmeden albümü mutlaka dinleyin...






16 Mayıs 2011 Pazartesi

Video: NERVOUS96 (Müzik: JILL TRACY ve PAUL MERCER)



Müzik Jill Tracy ve Paul Mercer'e, kısa film ise Bill Domonkos'a ait. Dark jazz, noir, neo klasik gibi türlerle etiketleyebileceğimiz video ve parça yaklaşık 12 dakika uzunluğunda...

Vimeo'dan kısa filmi izleyebilir ya da bandcamp üzerinden parçayı dinleyip, satın alabilirsiniz.

NERVOUS96 from Bill Domonkos on Vimeo.





http://jilltracy.bandcamp.com/track/nervous96-the-score

http://www.warrenellis.com/?p=12734

Tera Melos - Echo On The Hills Of Knebworth




Math rock, noise rock grubu Tera Melos 52 dakikalık doğaçlama bir çalışmaya imza atmış. Echo On The Hills Of Knebworth'i dinlerken matematik, gürültü, müzik ve doğaçlamanın; üretkenlik ve teknik kabiliyet sonucu ne kadar da uyumlu olabileceğine şahit oluyoruz. 52 dakikası olan varsa parçayı dinlesin, satın almak isteyen de 5 dolar vererek gruba destek olabilir. Herkese iyi dinlemeler.



www.myspace.com/teramelos

http://www.discogs.com/artist/Tera+Melos

http://teramelos.bandcamp.com/album/echo-on-the-hills-of-knebworth

15 Mayıs 2011 Pazar

Video: Bridget Hayden

Bridget Hyaden'den emprovizasyon bir çalışma... Gürültülü ve deneysel müzik severlerin bakmasında fayda var :))

Posted via email from urufixx's posterous

The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble - Amygdhala

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Günün parçası: Monkey3 - Camhell






İsviçre'li grup Monkey3, stoner rock ile psychedelic ve space rock türlerini, bir vokaliste ihtiyaç duymadan harmanlayan yenilikçi bir stoner rock grubu. 2011 tarihli Beyond The Black Sky enstrümantal tarzda ilerleyen, dinleyiciyi derin ve anlamlı düşüncelere sokan etkileyici bir çalışma. Albümün açılış parçası Camhell mutlaka dinlenmesi gereken bir çalışma. Albüm de oldukça iyi, kesinlikle dinlemeye çalışın.


Stüdyo kaydı ve canlı performansı ile sizleri baş başa bırakıyorum.





Monkey3 benzeri diğer sanatçıları Myspace Müzik 'de bulun


http://www.monkeythree.com/


http://www.myspace.com/monkeythreecom

Sparzanza - Folie à Cinq




Rock müzik İsveç'te çok seviliyor, bu kesin... Sludge, doom, stoner, heavy metal, hard rock gibi türler ağırlıkta olmak üzere rock müziğin türlerini güzel icra eden bir çok grup mevcut. Sparzanza stoner rock tarzında müzik üreten bir topluluk... Son albümüyle birlikte modern rock/metalin ağırlıkta olduğu; geniş kitlelere hitap eden bir albüm yayınlayan grup, stoner rock' a getirdiği yorumla, modern rock çevrelerinden de olumlu eleştiriler almasını beklediğim bir çalışmaya imza atmıştı. Albüm çıkalı bir kaç geçmesine rağmen ben etkisinden kurtulamadım ve bu nedenle burada paylaşmak istedim.

Birbirinden akıcı, güçlü 11 şarkıdan oluşan albümdeki tüm parçalar deyim yerindeyse 'hit' özelliğini taşıyor. 37 dakikaya yakın çalışmayı dinlerken sıkılmak neredeyse imkansız. Modern metal altyapısının üzerine stoner ve güçlü yapısıyla dikkat çeken hard rock müziğin kombine edilmiş hali de diyebiliriz. İsveç'li grup bence zoru başarmış; geleneksel stoner rock severler ile modern rock/metal, stoner/hard rock dinleyicilerinin beğenisini kazanacağı bir prodüksiyonla yeni bir türe de ön ayak olmuşlar... Üzerinde uzun süre düşünülmüş, Universal Music'in de desteğiyle son derece sert ve güçlü Folie à Cinq adlı albüm ortaya çıkmış. Bu gidişle grup yakında Mustasch'dan sonra ülkenin en sıkı stoner/hard rock gruplarından biri olacaktır. Dünyaya açılmaları da an meselesi.

Albümün dördüncü parçası Follow Me ve video klibi burada. İyi dinlemeler.



Sparzanza benzeri diğer sanatçıları Myspace Müzik 'de bulun


http://www.sparzanza.com/

http://www.metal-archives.com/bands/Sparzanza/5625

http://www.myspace.com/sparzanza

11 Mayıs 2011 Çarşamba

The Devin Townsend Band - "Vampira" Inside Out Music

Albümlerinde konuk sanatçılar haricinde vokale yer vermeyen usta müzisyen Steve Vai'in 1993 tarihli mükemmel albüm Sex And Religion'da vokal olarak görev alan ve bu albüm sayesinde büyük çıkış yapan Devin Townsend, Strapping Young Lad ve Devin Townsend band projelerini şimdilik sonlandırdı. Artık sadece Devin Townsend Project olarak müzik hayatına devam ediyor. Devin Townsend Project de yeni albümünü geçtiğimiz günlerde çıkardı. Deconstruction adını taşıyan albüm ile detaylı bilgi öncesinde çok sevdiğim, video klibini de çok şirin bulduğum The Devin Townsend Band - "Vampira" burada olacak... Kısa süre içerisinde Devin Townsend'in yeni albümü ve kısa yorumlarımla burada görüşmek üzere.

Posted via email from urufixx's posterous

Video: WhoCares - Out Of My Mind

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Guanaco ±

       Psychedelic folk, drone ve deneysel türlerde müzik icra eden 'Guanaco ±' lastfm istatistiklerine göre an itibarıyla 607 dinleyiciye sahip ve 4504 kez dinlenmiş. James Blackshaw, Jack Rose gibi hem dinlendirici hem de düşündürücü etkiye sahip. Alakasız bir konuyla bağdaştırmak istiyorum... Geçtiğimiz haftalarda Shameless dizisinin ana karakteri 'Frank' iki hafta boyunca içki içmezse 3000 dolar para alacaktı hastaneden... Tabii, kendini içkiden yani; en sevdiği şeyden uzak tutabilirse...

   lk bir kaç saat boyunca canı çok sıkıldı, uğraşacak bir şey bulamadı, morali de oldukça bozuktu, canı sıkkın ve morali bozuktu, hayatında onu ayakta tutan önemli bir şey eksikti belki de... Vakit geçirmek ve alkolü unutmak için elinden geleni yapmaya başladı. Çocuklarıyla ilgilenmeye, onlara zaman ayırmaya başladı. Çocuklar ilk başlarda bu ilginin hoşlarına gitmesine rağmen konu üzerinde düşünüp,  bu işkencenin (babalarının eski ve doğal halini sevdiklerini ayrıca gerçeğin bu olmadığını, iki hafta sonunda babalarının değişeceğini bildiklerinden) sona ermesini sağladılar; çünkü Frank can sıkınıtısından evin duvarlarını kırmaya vs. başlamıştı...

   Diyeceğim o ki; hayat çok garip aslında. Bir an Guanaco ± dinlerken kendimi amerikan taşrasında bir çiftlik evinde ya da tipik güneyli barı ya da bunun gibi sakin ve huzurlu, az gürültülü bir yerde hayal ettim. İnsanlardan uzaktım, sıkıntılarım azdı, geçmişimi düşünüyordum, gelecekte neler yapabileceğimin hayalini kuruyordum, imkanlarım kıstlıydı. Düşünmek için bolca vaktim vardı... Sonra kendimi kalabalık bir metropolün ortasında, sürekli insanlarla iç içe ve işiyle ilgilenen, ailesine de vakit ayırması gereken bir adamın yerine koydum kendimi... Daha sakin ve gürültüsüz bir yaşamı seçerdim doğrusu... Gene zırvaladım ben, siz en iyisi seçtiğim parçaları dinleyin :))

    <span>Sky Burial by olbasnoise</span> 

   
   

Calendula by Guanaco ± Listen on Posterous

Posted via email from urufixx's posterous

8 Mayıs 2011 Pazar

FluiD - Envisioning Abstraction: the Duality of FluiD




Geçtiğimiz yıl The Blood Of Heroes mükemmel bir albüme imza atmıştı. Sonrasında çıkardıkları remix albümü hiç beğenmesem de The Blood Of Heroes geçen yılın en iyi albümlerinden bir tanesiydi... Dubstep ile metalin mükemmel birlikteliğini gösteren albümde, aynı zamanda karanlık atmosfere ve barındırdığı sertliğe rağmen, shoegaze tarzında melankolik parçalara da sahip, kesinlikle sarsıcı bir çalışmaydı...

Fluid grubu da yine biraz önce bahsettiğim özelliklere sahip; dubstep ile metal arasında gidip gelen, dark ambient, noise, hip hop, industrial tarzında müzik yapan bir grup.

Gürültülü, sert ve deneysel müziklerden hoşlanıyorsanız kaçırmayın. Bandcamp üzerinden parçalar dinlenebilir.

Özellikle Disrupting the Ghost adlı parçaya dikkat çekmek isterim. Albümdeki favorim parçam...











http://fluid.bandcamp.com/

Kısa yorumlar: Hyetal - Broadcast




Hyetal, İngiltere'den benim yeni dinlemeye başladığım bir isim. Broadcast adlı 2011 tarihli albümünü kısa bir süre önce yayınladı. Electronic ve dub müziği kendine has bir şekilde yorumlayan bir müzisyen. 80'lere ait synth ve pop etkiler de oldukça hissediliyor. Güçlü ses yapısı ve enerjik ritimler sayesinde değişik bir çalışma olmuş. Müzik adına geçmişten de gelecekten de izler bulabiliceğiniz farklı bir albüm. Electronic, dub gibi türleri severlere önerebilirim.


Daha fazla bilgi için: http://www.pitchfork.com/reviews/albums/15370-broadcast/

Searchlight by hyetal

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Amps For Christ - Neşe1 ve 2

   Türkiye; özellikle İstanbul, muhafazakar görünüme sahip, son derece ilerici ve özgür fikirlere açık bir şehir. Özellikle Beyoğlu'nda yaşıyor ya da herhangi bir sebeple gidiyorsanız bunu rahatlıkla hissedebilirsiniz. Kadıköy, Balat, Adalar, Bakırköy vb.  adını hatırlamadığım bir çok semt için de bu geçerli. Ben, sadece camilerin yer aldığı semtleri sevmiyorum; çeşitliliğin ve değişik seslerin, renklerin yeraldığı kültürleri seviyorum. Ülkemiz bunun için çok uygunken, milliyetçi ve kafatasçı zihniyet yüzünden çok sesliliğin üretime ve hayatımıza katkısını hissedemeden boş boş yaşıyoruz. Dayatma olmadan hepimiz birbirimize bir şey katabilsek daha güzel olabilirdi bu ülke. Ama ne yazık ki, olmadı ve olmayacak bu gidişle... Türklerin sadece müslüman olduğunu düşünen ve böyle olmasını gerektiren insanlar ve tahammülsüzler olduğu sürece bu toplum eski şafatına erişemez... Dinlerin ve hoşgörünün bir arada olduğu, özgür düşüncenin kısıtlanmadığı, entelektüel bir yapı olmadığı sürece bu toplum bir adım bile ileriye gidemez... 

    En azından toplum ya da devlet bu şekilde ilerlemese bile müzik buna cevabını her zaman verir... Amerikalı grup Amps For Christ'in The Oak In The Ashes adlı albümünden türkçe iki parçayı burada paylaşmak istiyorum. Psychedelic, folk ve drone tarzında işler çıkaran grubun 2006 tarihli çalışması her türden müzik dinleyicisinin hoşuna gidecektir. Herkese barış dolu günler, geceler...

Posted via email from urufixx's posterous

5 Mayıs 2011 Perşembe

Psychomanteum - Oneironaut





Dark ambient müzik bazı dinleyiciler tarafından göz ardı edilmekte. Ülkemizde ve dünyada da genel olarak black metal dinleyicilerinin rağbet ettiği bir tür olarak gösteriliyor. Müzikal çeşitlilik olarak derine inersek, birden çok müzik türünün birleşiminden oluşan bu müziğe rağbet edilmeme sebeplerinden biri oldukça karanlık bir tür olması, ve genellikle parça sürelerinin uzun tutulması ve içselliğe yönelik çalışmalar olması vb. sayılabilir. Karanlık müziğe ve karanlık ruh haline alışık dinleyiciler için bu çok da zor olmasa gerek.

Dark ambient grupları da kategorizasyon çılgınlığında birbirinden ayrılıyor aslında... Drone tarzın ağırlık bastığı gruplar da var. Black metalin electronic ambient tarzında işlendiği müzikler de bulunuyor. Gürültünün bolca hissedildiği türler de mevcut. Bu örnekleri uzatabiliriz elbette...


Bu gece burada paylaşacağım grup Psychomanteum ise, bir çok müzik tarzından izler taşıyan, az bilinen ve orijinal bir müzik grubu... Son zamanlarda saçma sapan falcıların ağzından eksik olmayan 'spiritüel' etkiye bu grupta da rastlıyoruz. Ritüel atmosferinde ilerleyen albüm; drone, dark ambient, soundscape tarzın tüm nimetlerini içinde barındırıyor. Albümü dinlerken tamamen kişisel düşünüyorsunuz; karanlık ve içsel bir yolculuğa çıkaracak albüm, dinlenmeyi gerçekten hak ediyor.

Sekiz parçadan oluşan albüm toplam bir saat uzunluğunda. Parçaların ve zamanın nasıl geçtiğini farkında olmadan müziğe kaptırıyorsunuz kendinizi... Adeta karanlık dehlizlerde iç hesaplaşmaya yönelik, oldukça düşündürücü, son derece karanlık bir çalışma var karşımızda. Bunlar tabii benim kişisel düşüncelerim, sizler dinleyince nasıl hissedersiniz, bunu bilemem; sadece karanlık türlerle ilgili dostlarımın grubu çok beğeneceğinden eminim. Herkese iyi dinlemeler. İnsanın içindeki karanlık yönü de ara sıra hatırlaması gerektiğini düşünerek albümden örnek parçaları paylaşarak, sözü müziğe bırakıyorum ;)

P S Y C H O M A N T E U M benzeri diğer sanatçıları Myspace Müzik 'de bulun




http://www.facebook.com/pages/Psychomanteum/130950000274354?sk=info

http://www.discogs.com/Psychomanteum-Oneironaut/release/2787533

http://www.myspace.com/psychomanteumcollective

4 Mayıs 2011 Çarşamba

g. zarapanecko - decade orbit (official video)


Deneysel, karanlık caz türünde pek de bilinmeyen müzisyenler de mevcut. Bunlardan birisi de g. zarapanecko... İçsel bir yolculuğa ihtiyacanız varsa, parçayı dinleyin ve videoyu izleyin yeter. Yedi buçuk dakikalık parça çok iyi gelecektir.

Bandcamp üzerinden de müzisyenin diğer parçalarını dinlemeniz için buraya ekliyorum, iyi dinlemeler...










http://gzarapanecko.bandcamp.com/album/little-black-dots-on-the-air

John The Revelator

6448_126314886670_111959781670

    İlk kez Gov't Mule tarafından dinlemiştim bu parçayı, o zamanlar Gov't Mule çok dinliyordum. Shameless'den sonra geç de olsa yeni bir diziyi çok beğenmiştim... Sons Of Anarchy isimli; asi, kural tanımaz, isyankar motor çetesinin konu alındığı dizi sayesinde  bir kaç sene sonra tesadüfen kendini hatırlatmış oldu bu şarkı... Gov't Mule'den bile daha güzeldi sanki. Bu gece de araştırınca aslında çok eski bir parça olduğunu, bir çok ünlü müzisyen tarafından yorumlandığını öğrenmiş oldum. Bilmemek ayıp değil,öyle değil mi? Biraz geç de olsa, John The Revelator...

    Gov' Mule, Nick Cave, Blues Brothers, Son House ve son olarak Sons Of Anarchy sayesinde tanıştığım Curtis Stigers & the Forest Rangers yorumuyla John The Revelator burada...

Curtis Stigers & The Forest Rangers - John The Revelator

Son House - John The Revelator

Nick Cave - John the Revelator

The Blues Brothers - John The Revelator

Gov't Mule - John The Revelator

   

Posted via email from urufixx's posterous

3 Mayıs 2011 Salı

Barn Owl & Jefre Cantu-Ledesma Live At The Cube (Bristol) on Vimeo

Drone, deneysel müziğin iki önemli isminden canlı performans. Barn Owl & Jefre Cantu-Ledesma...

Posted via email from urufixx's posterous

YouTube - Wouter Veldhuis - Resonance - Organic Industries 001

Wouter Veldhuis

Aşağılık olandan,
Yakınmasın kimse:
Çünkü güçlü olandır o,
Sana söylendiği gibi.

Posted via email from urufixx's posterous


2 Mayıs 2011 Pazartesi

Nick Drake - Pink Moon






Nick Drake 1974 yılında, henüz 26 yaşındayken aramızdan ayrılmış, bu süre içerisinde üç albüm çıkararak sanatını ölümsüz hale getirmiş, değeri ölümünden yıllar sonra anlaşılmış bir müzisyen. Bencil düşünmeyerek; şu kadar daha albüm yapsaydı, bu kadar yıl daha yaşasaydı keşke demeyeceğim. Nick Drake buna 1974 yılında karar vermiş ve kendi tercihiyle yaşamını sonlandırmış. 40 yıl geçmesine ve sadece üç albüm çıkarmış olmasına rağmen milyonlar tarafından dinlenmeye devam ediyor. Etkilediği bir sürü grup, müzisyen bulunuyor.

Tarif edilemez güzellikte, huzur dolu, düşündürücü ama umudunu yitirmeyen çalışmalarında folk müziğe önemli katkılar sağlamış, kendine has ve ileride bir çok müzisyeni etkileyecek, yıllar geçse de unutulmayacak eserler bırakmış bizlere...


Bazı insanlar için melankoli, huzursuzluk ya da depresyonun farklı durumları pek anlaşılmaz... Ben; üreten, yazan ve okuyan ayrıca; hayatla sorunları olan insanlara çok saygı duyarım. Ümit dolu ve mutlu insanlardan da pek hoşlanmam, çünkü; eninde sonunda acı bizi bulacaktır, bunu bilirim. İstediğin kadar romantik komedi filmi izle; kulüplerde doyasıya dans et, mutlu pozlarda dolaş, hayatım mükemmel, param var her şey çok iyi, istediğim her şeyi elde ettim, başarı sahibiyim vs. diyor olsan bile...


Mutluluk ve yalnızlıktan kurtulmak o kadar kolay değildir aslında. Rol yapmadan, kurallara uymadan, içinden geleni üreten müzisyenlerden biriydi Nick Drake...


Ben yine saçmalamaya başlamadan bir başka grupla bağlantılı olan bir parçasını paylaşmak istiyorum. Örnek vereceğim grup burada zaman zaman bahsettiğim bir topluluk; BORIS...

Nick Drake'in 1972 yılında ölümünden iki sene önce, iyice ümitsizliğe kapıldığı, mutsuz ve tahminimce başarısız olduğunu düşündüğü bir zamanda çıkardığı Pink Moon isimli çalışmadan ''Horn'' olacak.

Aynı parçayı çeşitleme örneği göstererek yorumlayan Boris'in 2005 tarihli çalışması Pink'den Farewell. Ayrıca Nick Drake'in Bryter Layter (1970) albümüyle, Boris'in 2003 yılında çıkarmış olduğu Akuma No Uta'nin albüm kapakları neredeyse aynı...

Kısa kesip, parçaları paylaşıyorum :)





http://en.wikipedia.org/wiki/Pink_(album)

http://en.wikipedia.org/wiki/Akuma_no_Uta

http://en.wikipedia.org/wiki/Bryter_Layter

http://en.wikipedia.org/wiki/Pink_Moon

NOT: İki parçayı da dinlemeye çalışın. Boris'in yapmış olduğu çeşitleme çalışma gerçekten muazzam!

1 Mayıs 2011 Pazar

Frith,Lewandowski,Parker @ Cafe Oto. 29.4.11

Starving Weirdos - Brotman Pyle McKinlay





Starving Weirdos'in piyano ağırlıklı, karanlık ve deneysel bir albümünden örnek vermek istiyorum. Grubun yaklaşık 20'ye yakın albümü var. Bu çalışmaları dinledikçe burada paylaşmaya çalışacağım. Starving Weirdos'in bugün paylaşacağım albümü biraz önce belirttiğim gibi dark ambient üzerine piyano sosu katılmış, karanlık ve deneysel bir çalışma... Sınırları zorlayan, her dinleyicinin kolay kabul edemeyeceği bir çalışma. Avantgarde diye tabir ettiğimiz yenilikçi ve sıradışı bir çalışma dersek, yanlış söylememiş oluruz. Dört parçadan oluşan albümün parça isimleri bile yok aslında... Hepsi untitled olarak geçiyor albümde.

Deneysel ve değişik müzik tarzlarından hoşlanıyorsanız, mutlaka deneyin.

Starving Weirdos – Brotman / Pyle / McKinlay

Brotman / Pyle / McKinlay (CDr, Ltd) Atheists Are Gods none US 2008

Untitled 8:33
Untitled 5:47
Untitled 7:03
Untitled 9:09

http://www.discogs.com/artist/Starving+Weirdos

Related Posts with Thumbnails