Üç parça ve yaklaşık bir saate yaklaşan süresiyle dikkat çeken Autopergamene isimli albümden süre bakımından en kısa; ama sertlik bakımından da en sıkı çalışmayı paylaşmak istiyorum. Grubun albümlerini takip etmek biraz zor. Daha önce bu albümü ve parçayı dinlemediyseniz, deneyin. Nadja aktif olarak müzik yaşamına devam ettiği sürece bu blog sayfasını zaman zaman işgal edecek sanırım ;) İyi dinlemeler.
1970'lerin psychedelic rock gruplarını örnek alın; üstüne space rock ve hard rock; biraz da stoner, doom gruplarını ekleyin;işte size Hollanda'lı Stone Oak Cosmonaut...
Endüstriyel müzikle metal müziği harmanlayan ilk gruplardan biridir Die Krupps. To the Hilt 90'larda epey biliniyordu; bu parça da Die Krupps'in bir başka güzel bir çalışması.
Ozzy'nin 2010 yılı çalışması Scream'den biraz bahsetmek istiyorum. Randy Rhoads ile birlikte kotardıkları 80'lerin başlarındaki albümleri; sonrasında Randy Rhoads'in ani ölümü ve Ozzy'nin alkol sorunları derken; Jake A. Lee gruba dahil olur. Bark At the Moon ve Ultimate Sin gibi iki güzel albüme imza atarlar. Jake A. Lee gruptan ayrılınca yerine genç Zakk Wylde getirilir. Kariyeri boyunca en uzun süre çalıştığı gitarist de sanırım. Zakk Wylde ile birlikte iyice Amerikan heavy metal tarzına yaklaşan Ozzy Osbourne; bir sürü albüm yayınladı. En son yine Zakk Wylde'ın da dahil olduğu bazı kişilerce bekleneni karşılayamayan Black Rain çıkmıştı. 2007 yılında çıkan bu albümden sonra üç senelik bir sessizliğe bürünen Ozzy; 2010 yılında yeni bir gitarist, yeni bir davulcu ve yeni bir albümle karşımızda...
Albümde bir kere Zakk Wylde'in olmaması çok iyi olmuş. Yeni gitarist gerçekten iyi. Zaten Firewind grubunun da elemanı gitarist Gus G, müzik otoritelerince de onaylandı. Gus G'nin gruba dahil olması gerçekten Ozzy'nin tarzını çok güzel etkilemiş. Zakk Wylde'in artık kendini sürekli tekrarlayan gitar tarzı ve gitar çalış tekniği vs. artık sıkmaya başlamıştı. Gus G kesinlikle doğru bir seçim. Zakk Wylde severler hemen bana kızacaklardır kesin. Bu da benim düşüncem, lütfen kızmayın.
Zakk Wylde sayesinde şu anki tarzını oturtan ve şekillendiren Ozzy yeni albümünde de güçlü ve sert gitarlarıyla, vokal tekniğiyle, yerinde ve güzel klavye kullanımıyla ve en önemlisi içten bir albümle bizlerle. Heavy metalin efendisi, karanlıklar prensi Ozzy'i yakında İstanbul'da da göreceğiz biliyorsunuz.
ALbüm 11 parçadan oluşuyor. Oldukça sert, kaliteli ve hissedilerek ve zorlanmadan yapılmış bir çalışma. Ozzy'nin No Rest for Wicked ve No more Tears'dan sonra yapmış olduğu hem müzikal hem de prodüksiyon açısından en başarılı albüm diyebilirim. Yapımcılar tarafından üzerinde iyi düşünülüp, kafa yorulmuş ve çalışılmış belli...
Albümün geneline bakacak olursak, bir tane bile kötü parça yok. Başından sonuna belirli bir tempoda ilerliyor. Albümün duraksadığı bir an bile karşınıza çıkmıyor. Sonuna kadar sıkılmadan dinleyebiliyorsunuz. Hayatının çoğunu kasetlerle ve CDlerle geçirmiş birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim; kaset dinliyorsanız, defalarca A ve B tarafını değiştirteceğiniz; CDden dinliyorsanız da Cdyi çıkarmadan ilk dinlemenizde en az 3-4 kez rahatlıkla dinleyebileceğiniz bir albüm karşınızda...
Daha fazla zırvalamadan myspace üzerinden albümden Life Won't Wait isimli parçayı burada paylaşmak istiyorum. Tahminim albümü beğenenler de olacaktır beğenmeyenler de.. Ben beğendim, bakalım sizler de beğenecek misiniz? Herkese hem de tüm müzik dinleyicilerine iyi dinlemeler. Eylül'de konserde görüşmek üzere. Bu tarihi fırsatı kaçırmayın! Bir daha gelmeyebilir çünkü Ozzy Osbourne...
Aklıma geldikçe değişik cover çalışmalarına burada yer vermeye çalışıyorum. Slayer ve Nadja'dan bahsetmeme gerek yok sanırım. Burada önemli olan; Nadja gibi doom, drone, noise müzik yapan bir grubun, Slayer gibi hızlı bir grubun parçasını nasıl yorumlayacağı sözkonusu. En iyisi parçanın önce orijinalini sonra da Nadja yorumunu dinleyerek karar verelim. Hoş; aslında Slayer'ın da genel olarak albümlerine ve parçalarına bakacak olursak, Dead Skin Mask de ağır kalabilir. Herkese göre değişir tabii. Nadja grubuna coverlamak için uygun bir parça bence.
Ben her iki grubu da çok severim. Nadja son yıllarda tanıştığım, Slayer ise neredeyse başından beri hayatımda olan vazgeçilmezlerimdendir. Nadja'nın yorumu da bence güzel olmuş. Umarım sizler de beğeniyle dinlersiniz. Parçayı bandcamp ve youtube olmak üzere buraya ekliyorum.
Electronic, IDM, düşük tempo olarak etiketleyebileceğimiz Subheim; aslında birden çok fazla türde müzik dinleyicisinin hoşuna gidebilecek bir çalışma.
Yer yer The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble tarzı; doom, jazz ve deneysel bir tür yakaladım. Derin ve kaygıları olan ruhlara hitap eden, bazı gerçekleri kabullenmiş ve farkında olan, hisleri ve duygularıyla yaşayıp yine de kaybeden insanlar için yapılmış bir müzik adeta. Burada kaybetmekten kastım; maddi ya da başarı olarak kaybetmek değil. Kişisel olarak hayatın bir çok karesinde mutsuz kalabilen ve bundan gizliden gizliye mutlu olabilen metropol şehir insanından bahsetmek istedim. Çünkü onlar her ne olursa olsun mutsuzdurlar... Onları hiç bir şey mutlu edemez. Mutsuz olmak için sebep ararlar ve mutlaka bulurlar.
Mutsuzluğun da güzel bir anlam ifade edebileceği çalışma burada. Dinleyin, dinletin. Alkollü kafa ben saçmaladım gene :))))
Parça gerçekten hoş. Ben de ilk kez bugün dinledim ve hemen diğer albümlerini edinmeye bakıyorum. Umarım sizler de beğenirsiniz.
Neo - classical, drone, ambient tarzlarda kendini ispatlamış bir müzisyen Rafael Anton Irisarri... Son albümü de gerçekten mükemmel. Son zamanlarda alkolle aram iyi değilken ve geceleyin sessizlikte çok iyi geldi diyebilirim. İnsanı rahatlatan, huzura kavuşturup; bir o kadar da düşündüren albüm olur mu? Rafael Anton Irisarri yapıyorsa olur tabii.. Geçmişinizle hesaplaşacak, eski ve yeni hatıralara gidecek; belki de bir kaç damla göz yaşı dökeceğiniz, unutmak istediklerinizi hatırlayabileceğiniz bir çalışma sizlerle. Tam aksine; her şeye daha da olumlu yaklaşabileceğiniz, hayatta edindiğiniz tecrübeleri sorun etmeden olgunca yaklaşmanızı da sağlayabilir. Bir çok kavram ve düşünce gibi bu da; bence göreceli bir şey. Kişiye ve durumuna kalmış bir olay. Herkes farklı şeyler hissedebilir; yanılmayacağım tek bir şey varsa o da bu albümün insanı mutlaka duygusallaştırıp, düşüncelere iteceğidir...
Beni kötü anlamda etkilemedi aslında. Sadece biraz da unutmaya çalıştığım geçmişim ve çoğu kişi gibi belirsiz geleceğim hakkında düşünmeme neden oldu. Bu da kötü olmadı haliyle. Bazı gerçeklerden kaçamayız öyle değil mi? Müziğin bu yanını işte çok seviyorum. Herkese iyi dinlemeler. Her zamanki gibi gerekli linkler burada olacak...
Sessiz, derinden, içten, numara yapmadan, istediği ve hissettiği gibi, kaçmadan, yüzleşmekten korkmadan...
Rafael Anton Irisarri ve son albümü Reverie'den...
Carcass ve Napalm Death gruplarından tanıdığımız Bill Steer'in blues kokan; stoner ve hard rock grubu Firebird'in bildiğiniz üzere yeni albümü çıktı. Albümün adı Double Diamond...
Stoner rock severlerin oldukça hoşuna gidecek albümden benim seçmiş olduğum parça ise biraz daha farklı. Diğer parçalara bakacak olursak, doğu ezgilerine yakın ve adı gibi biraz arabesk bir şarkı. Bu yüzden de bu parçayı seçtim. Fazıl Say'ın arabesk yavşaklığına inat arabesk durumu anlayacağınız ;)
Detritivore, Norveç'ten doom, drone, pyschedelic, noise müzik üreten yeni ve denenmesi gereken bir grup. 2010 tarihli Lyderhorn çıkışlı albüm 6 parçadan oluşuyor ve 34:21 uzunluğuna sahip. Son zamanlarda karşıma sıkça çıkan doom müziğin güzel örneklerinden biri olduğunu söylemek isterim. Black metal havasında; doom ağırlıklı, drone müzik tarzında sıkı bir çalışma. Albümü bugün twitter'da roadburnfest'in twitter'ında günün albümü kısmında gördüm ve çok beğendim.
Son derece karanlık ve depresif albümde bir ritüel havası sezinliyorsunuz. Dinleyiciyi sıkmadan, parça sürelerini çok da uzun tutmadan başarılı bir doom çalışması bizlerle. Son yılların yerlatında beslenip gün ışığına yavaş yavaş çıkmaya hazırlanan doom, drone, dark, noise tarz müziklere örnek gösterebileceğim çalışmayı Nadja, Earth, SunnO))), Khanate vb. grupları severlere tavsiye edebilirim. Başarılı çalışmayı dinlemek ve destek olmak isterseniz de gerekli linkleri buraya ekliyorum. Herkese iyi dinlemeler...
Benim gibi geceleri gözüne uyku girmeyen, içkiyle arası iyi ya da kötü olan birileri var mı bilemem... Son aylarda bir çok şeyi kafama takıyorum ve bu bende pek de iyi bir etki bırakmıyor. Ef gibi huzur verici post rock grupları da olmasa ne yapardım bilmiyorum? Gerçekten insana huzur veren; unut artık, her şey geçmişte kaldı diyebilecek kadar tatlı müzikler bunlar. Her zaman da karamsar olmamak lazım, değil mi? Ef ile geceme huzur geldi; umarım size de iyi gelir.
Blood of the Black Owl; black metal, doom metal, funeral doom ve deneysel müzik unsurlarının yeraldığı bir çalışma...
Sadece doom ya da funeral doom metal ile etiketlendirmemiz yanlış olur. Ethnic ve psychedelic müziğin de hissedildiği gerçekten karanlık bir çalışma. Grubun şimdiye kadar çıkarmış oldukları üç albüm ve split çalışma bulunuyor.
Doom, sludge metalin önemli isimlerinden Bongripper yeni albümlerini piyasaya sürdü. Albümdeki parçalar bandcamp üzerinden ücretsiz dinlenilebilir; hatta destek olmak isteyen dinleyiciler albümü mp3 olarak da satın alabilir. Doom- sludge metalin sıkı temsilcisi olan Bongripper'i mutlaka deneyin...
Umberto, Expo 70 grubunun bass ve synth görevini üstlenen Matt Hill'in solo çalışması. Albümde Synth parçalar ağırlıkta; insanı derinlere götüren ve düşünmesini sağlayan etkileyici parçalar mevcut.
Türün severleri sakın kaçırmasın. Ben 2010 tarihli albümden ikinci parça olan Running Blade isimli burada paylaşmak istiyorum.
Şu sıcak yaz günlerinde havanın sıcaklığını unutturup; biraz düşüncelere dalmanızı sağlayabilen bu çalışmaya kulak verin.
Lastfm'de 547 dinleyiciye, myspace'de ise şimdilik 332 arkadaşa sahip Umberto; yeraltı müzik piyasasında kendi halinde takılmaya devam ediyor. Destek vermeyi unutmayın. İyi dinlemeler.
Umberto'nin From the Grave albümünden Running Blade
Aluk Todolo üç kişiden oluşan geniş müzik yelpazesine sahip bir topluluk. Deneysel müzik severlerin oldukça hoşuna gidebilecek çeşitliliğe sahipler diyebilirim. 70'li yılların kraut rock'undan black metale, psychedelic müzikten; doom, noise, drone türlere kadar birden fazla türevi içinde barındıran grubu kategorize etmek oldukça güç. Dediğim gibi bir çok türden, gruptan ve müzikten esinlenilmiş.
Son yıllarda müzik türlerini kategorize edip ayırtetmek çok zorlaştı. Kimin hangi türle uğraştığı, ne tarzda müzik icra ettiği anlaşılamıyor; ya da isim koymakta zorluk çekiyoruz... Yeraltından sessizce ilerleyen güçlü müzik akımları 2000'lerden sonra internetin de katkısıyla inanılmaz güçlendi. Her gün yeni bir müzik türevi türüyor. Müzik artık kendini yeniliyor ve kendini tekrarlamaktan kaçınıyor. Birbiri ardına gelen, yeraltından beslenen bu tarz gruplarla müzik bence bambaşka bir yola ilerliyor. Bu tarz grupların çok da popüler olmasını istemem elbette. Bu tarz müziklerin özelliğidir zaten yeraltında kalıp belirli sayıdaki dinleyiciye hitap etmek.
Kısaca ben de bir yorum yapmak istersem; grup black metal atmosferinde ilerliyor. Yer yer noise, drone tarz müziğe de bürünüyor. Genel olarak doom, psychedelic,drone, black metal etkileri hissediliyor. Grubun bugüne çıkardığı üç albümleri ve bir de EPleri bulunuyor. Ben şimdilik iki albümlerini dinleyebildim. Dinlediğim albümleri ise: 2007 tarihli Descension ve 2009 yılına ait çalışmaları Finsternis...
İlgili site linklerini ekleyerek sizleri Aluk Todolo'nin kaliteli ve içten çalışmalarıyla başbaşa bırakıyorum.
Drumcorps, Aaron Spectre'nin solo albümleri haricinde müzik yaptığı bir diğer grup... Mathcore grupları baz alınarak üretilen bu müzikte; cyber-grind, mathcore, noise, breakcore, grindcore gibi gürültülü türevleri bir arada bulabilirsiniz. Converge, Pig Destroyer, Botch, Genghis Tron gibi grupları severlerin beğenebileceği bir müzik diyebilirim.
Mathcore, grindcore müziğin elektronik ve noise müzikle nasıl bir arada uyum gösterdiğini görmek için Drumcorps'ı deneyin.
Boris ve Ian Astbury'nin ortak çalışması BXI, kısa sürede rock ve genel olarak müzik camiasında oldukça ses getirdi. Albümden en beğendiğim çalışmalardan biri; orijinali The Cult grubuna ait olan Rain isimli parçayı paylaşmak istedim.
Parçanın orijinali 1985 yılına ait olduğunu düşünürsek; 25 yıl sonra Boris ile mükemmel bir iş kotarılmış. Parçada orijinale tamamen sadık kalınmış; Boris ile gerçekleştirilen çalışma, bana duyguları daha ağır basan bir şarkı olarak dikkatimi çekti. 80'lerin The Cult veya rock dinleyicilerinin de Boris tarzı deneysel, stoner, noise müzik severlerin de hoşuna gideceğini düşündüğüm albümü tüm müzik dinleyicilerine tavsiye ederim.
2010 senesinde piyasaya sürülen en iyi çalışmalardan biri... Mutlaka dinleyin.
80'lerin başında daha çok post punk müzikle başlayıp; sonradan 80'lerin rock arenasına dahil olan önemli hard rock topluluğu The Cult'dan vokalist Ian Astbury ve 90'ların ortasından itibaren hangi türde müzik yaptıkları belli olmayan; her zaman dinleyicilerini şaşırtan Boris'ten mükemmel bir ortak çalışma. Dört parçalık EP inanılmaz güzellikte...
FREE JAZZ: Documentando a cena (II)
-
*FILMEs* Trazemos aqui diferentes documentários que abordam a cena free
jazzística, filmes realizados em diversas épocas que registram e ajudam a
preser...
çarşı
-
konyak notu:
kar maskem kara tepkili, isyanı uyutmuş uzanıyor yüzümde.
müzik beden oynatmaya yarıyor bırakmış silahlarını elinden.
cevap alır mıydınız, hayı...
Situs Slot Online Gacor Resmi dan Terbaik
-
Situs Slot Online Gacor Resmi dan Terbaik – Game slot online pertama kali
muncul tahun 1989 di Kanada dirancang oleh Charles Fey. Belum memakai tema
tert...
Covid 19 ya da Modernite Mitinin İflası
-
Covid 19 bize açıkça bir şey gösterdi ki uygarlık ya da modern toplum
dediğimiz şey içi boş büyük bir abartıdan ibaretmiş. Dünya genelindeki bir
aylık dar ...
Tape Tuesday: Rope Sect – Personae Ingratae
-
As far as we’re concerned, there could not possibly ever be enough
suicidal, post-punk inspired rock ‘n’ roll. Pressed hot and magnetic onto
cassette tape ...
son
-
[image: son]
Blog kavramının ömrü doldu, bu blogun ömrü hayli hayli doldu. Bu zamana
kadar takip eden, bu vesileyle tanıştığım/tanışmadığım herkese teşekkür...
Black Friday Print Sale!
-
We're loading up RealTomatoKetchup with stacks of rare prints and posters!
They go on sale at 10am PST on Friday, November 27th, 2015!
There is only one co...
Uykuda Sevilen Kızlar
-
Uyuyan genç bir kızın saçlarını kokladığınız zaman ciğerleriniz bir bebeğe
gebe kalır ve bazı genç kızlar sadece uyurken sevilir. Bunu biliyorum çünkü
Ka...
v.a. - "[Deep] Into The Abyss"
-
First off, just wanted to let you all know that I'm not dead and I haven't
quite fallen off of (or into) the face of the Earth yet. By now, it's
obvious t...
-
Akşam üzeriydi ve huzursuz bir cumartesiydi. Sigaramı yaktım ve dumanı
izledim. Sessizce zamanın akışına bıraktım kendimi. Sonra bir bira kutusu
buna eşlik...
Klang: First part of Berghain set on 15.05.2013
-
1) Secret track (soon to be released)
2) Master Musicians of Bukkake - Bardo Chikkai (Conspiracy, 2009)
3) Volcano the Bear - She sang a song of Norway / T...
The Sneaky Mister - Joyce (2011)
-
Artist: The Sneaky Mister
Album: Joyce
Year: 2011
Genre: folk, anti-folk
The Sneaky Mister lives in Brooklyn. In a past life, it fronted folktronic
band ...
MOVED. NEW URL. CHANGE YOUR RSS.
-
We've long moved on to another location. However, this site has gotten out
of control, so I've cleaned it up a bit. A few upload requests have been
hono...
Favorites of 2012
-
Tyler + Brandon + Carter + Alisa
25. *Ty Segall Band - Slaughterhouse* (In The Red)
When he's not making an ass of himself dismissing all that isn't rock, ...
Rabbit Junk - Bubble
-
Rabbit Junk'ın *Project Nonagon* toplaması sonrası çıkarttığı single'lar
üzerinden devam ediyor olma sebebim en çok albümleri *ReFrame* ve *This
Life is Wh...
LITHA (21 June 2012)
-
The musick dedicated to this Sabbat is:
*ANTONY AND THE JOHNSONS*
ANTONY AND THE JOHNSONS
Original Issue: 2000 Durtro (DURTRO 050CD)
₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪...
what is love?!
-
it may not be the best choice but we strongly respect their decision when
love is in the way. love comes in all forms and names are always on top of ...
That´s All Folks
-
Three years ago i started this blog as a hobby to share many of my
favourite bands and music able to make me feel and inspire different
things. After meg...
New Weed Temple
-
2012 marks some changes, including probably the biggest change in Weed
Temple since its inception in 2008, that is moving the blog to a new
platform. From...
Marisa Miller
-
Marisa Lee Miller (born August 6, 1978) is an American model best known for
her appearances in the Sports Illustrated Swimsuit Issues and her work for
ling...
Paragraphs - Come Nap with Us
-
Artist:*Paragraphs*
Album: *Come Nap With Us*
Label: Self released
Year: 2010
*Tracklist:*
01. Once I'm a Doctor, I''ll Think of Great Titles
02. ...
WE HAVE MOVED ...!!!!!!
-
THIS BLOG HAS MOVED!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
this will be the last post on this blog..
from now on our blog will be available at
ht...