Anika, prodüktörlüğünü Beak> ve Portishead grubundan tanıdığımız Geoff Barrow'ın yaptığı dub, psychedelic, eski usül elektronik müzik, kraut rock ve deneysel müziğe dahil edebileceğimiz müzikle uğraşan bir müzisyen; aynı zamanda bir gazeteci...
Albümde folk rock için klasik olarak kabul edeceğimiz Bob Dylan'dan Masters of War'ın da iki farklı versiyonu bulunuyor. Biri normal cover, diğeri ise; cover parçanın dub versiyonu, her ikisi de başarılı...
70'lerin kraut rock ve psychedelic rock müzik havasında ilerleyen albüm, aynı zamanda biraz post punk gruplarına da benziyor. Saydığım türlerin üzerine dub sosunu da eklediğiniz zaman karşınıza orijinal müziğiyle Anika çıkıyor.
Müzisyen ve albüm hakkında daha fazla bilgi için ilgili linkler ise şunlar:
Lastfm'de şimdilik 25.045 dinleyicisi bulunan, country, alternatif country, folk, folk rock, doom folk, psychedelic folk, americana, blues folk gibi uzadıkça uzayabilecek türlerde müzik yapan bir müzisyen...
Derin ve düşünceli bir müziğe imza atan müzisyen, bu yıl ortalarında efsanevi grupların da çıkacağı Roadburn festivalinde yer alacak; hem de SunnO))) grubuyla birlikte...
Her geçen sene geleneksel doom ve stoner müziğe desteği artan festivalde, bazen şaşırtıcı isimlere de rastlayabiliyoruz...
Değişik ses tonu, etkileyici ve içe dokunan vokaliyle Jesse Sykes, doom müzikten tutun, folk rock, alternatif rock, country vs. seven bir çok müzik severin hoşuna gidecektir...
Geçmişte yediğiniz sebepsiz tokat şiddetindeki acılar, hak etmediğiniz sorunlar, içsellik, farkındalıkla birlikte gelen olgunluk; hepsi bu çekici kadının müziğinde...
Müzik; yumuşak gibi görünse de, etkisi oldukça sert olabiliyor. Dinlediğiniz sert bir metal albümünden sizi fazlasıyla dumura uğratacak çalışmalar Jesse Sykes ve grubunda...
İmkanınız varsa; bir kadeh içki doldurup, bir sigara yakın ve düşünmeye başlayın çalan müzik eşliğinde....
Zaman zaman değişik müzikler de dinlemeye çalışıyorum. Charlotte Martin de benim yeni tanışmış olduğum bir müzisyen; duru, güzel müziğiyle ve ses kalitesiyle ön plana çıkan müzisyen, az da olsa içimdeki umutların yok olmamasını sağladı...
Lastfm'de dinleyici sayısının an itibarıyla 163.120 olduğunu görünce aslında geç bir paylaşım yaptığımın farkına vardım ama; iş işten geçmişti artık. Benim gibi ilk kez dinleyecek dostlarımın olabileceğini düşünerek burada yer vermek istedim.
Piyano ağırlıklı, indie, pop, alternatif pop-rock müzikle uğraşan Charlotte Martin, Tori Amos'ın müziğine de çok benziyor. Keyifli ve huzur verici bir albüm dinlemek isteyenler için birebir...
2011 tarihli albümden duygu yüklü ve şirin çalışma olan Animal youtube üzerinden burada...
Müzikte ruh arıyorsanız, bu albümde bulacağınızın garantisini verebilirim. Etkileyici; duygu ve hislerin ön planda tutulduğu bir çalışma sizleri bekliyor. Herkese iyi dinlemeler.
İtalyan post rock, post metal, deneysel, ambient, drone metal topluluğu Vanessa Van Basten, Closer To The Small/Dark/Door adını taşıyan yeni albümlerini piyasaya sürdü.
Grup, yeni albümleriyle dinleyicilerini ve post rock, post metal, drone, shoegaze, deneysel müzik dinleyicilerini memnun edecek bir çalışmaya imza atmış.
Yeni albümlerinden açılış parçası Porzellangasse ve albümde ikinci sırada yer alan Putana isimli çalışma youtube üzerinden burada...
Yakuza; post hardcore, mathcore, jazz; daha çok deneysel jazz ve progressive metal müzikle uğraşan bir grup... Yakuza üyelerinden Bruce Lamont da, grup içinde saksafon,klarnet,vokal ve elektronik efektler görevini üstleniyor.
Yakuza'daki görevi haricinde, Bruce Lamont; jazz, black metal, deneysel müzikler ve klasik rock müzik dinliyor kanımca...
Albüm yedi parçadan oluşup, 42 dakikalık süreye sahip. Psychedelic rock'tan tutun jazz, doom jazz, dark jazz, black metal, prog rock, klasik rock gibi birbirinden farklı türleri içinde barındıran bir albüm...
Karanlık ve boğucu atmosferde ilerleyen albüm, iç hesaplaşmalara yönelik kişisel bir albüm olmuş bence. Karanlık müziğe saksafon desteği, karanlık efektlerle ve müzikle birleşince mükemmel bir uyum sağlanmış doğrusu.
Son yıllarda artışa geçen,dark , jazz, experimental, psychedelic müziğe güzel bir örnek daha... Derinliği olan, az kişi tarafından bilinen, dokunaklı bir albüm karşımızda...
Yer yer akustik, bazen black metal havasında, drone etkileri de hissedilen, çalan müzikten çok hissedilen etkinin sert olduğu, karanlık ve içten bir çalışma. Dinlemeye çalışın.
The Angelic Process, drone müzikle doom tarzını, melankolik bir diğer müzik türü olan shoegaze ve noise türüyle ile karanlık, düşündürücü, psychedelic atmosfere dahil edebilmiş bir topluluk...
Noise ve drone müziğin ağırlıklı hissedildiği grupta; doom müzik de yine ön plana çıkan unsurlardan biri...
Nadja, Methadrone gibi doom yönü ağır basan, gürültülü drone gruplarına ilave olarak shoegaze müzik de kolayca hissedilebiliyor; örneğin My Bloody Valentine tarzında bir müzik olarak da adlandırabiliriz. My Bloody Valentine kadar sakin olmadıkları kesin. Oldukça sert bir tarzları var; noise, drone ve doom metale alışık dinleyiciler için grubu dinlemek çok da zor olmayacaktır.
Yine de; müziklerindeki karanlık tarzı ve eşsiz melankoliyi, sıradan bir gençlik bunalımına indirmeyecek kadar entelektüel bir yapıya sahipler. Bu konuda bir numara, Jarboe'dir kesinlikle...
Entelektüel birikimiyle, karanlık ve sert müziği birbirine güzel bir şekilde entegre edebilmiş değerli müzisyenlerdendir kendisi bence...
Gothic-doom gruplarına benzemeyen, çoluk çocuk işi olmayan; gerçek bir doom grubu, noise ve drone topluluğu dinlemek istiyorsanız, derin duyguları da olan da bir müzik dinleyiciyseniz, kaçırmayın!
Dälek grubundan Oktopus ile İsviçre'li sludge, doom, noise, punk grubu Sludge topluluğunun son çalışmalarından Void ve Gaspar Noé'nin "Enter The Void" adlı filminden görüntüler içeren video çalışması..
Parça transa sokacak derecede hipnotik ve oldukça etkileyici; 05:55 süren parça, tekrar tekrar dinlenecek türden...
Oktopus(Dälek)in Sludge ile işbirliği, birbirinden farklı müzik türlerinin uyum içerisindeki güzel birlikteliğini gösteriyor.
Müzikte deneysel tatlardan hoşlanıyorsanız, mutlaka dinleyin!
Hiçliğin nehrine yüzlerce; hatta binlerce şişe, geriye ne kaldı, ne getirdi? Hiç bir şey...
İçkiler; seller, sular gibi aktı, akmaya devam da ediyor, pişman mısın diye sorarsanız; bir gramından bile pişman değilim...
Hiçliğin nehrine, ömrüm elverdiği sürece içkileri akıtmaya söz verdim. Bundan da zevk ve onur duyuyorum ayrıca...
Büyük üstad, Charles Bukowski'nin 94'te yayımlanan son kitabı Pulp'ta kitabın sonlarına doğru uzaylı kadın; şimdi neden bu kadar çok içtiğini daha iyi anlıyorum, başka türlü katlanılmaz bu dünyaya gibi bir şey söylüyordu sanki...
Ne yazık ki; bazıları anlamasa da, bu dünyaya başka türlü katlanmak bence zor; en azından akşamları bunu yatıştırmak gerekli...
Konumuzun dışına çıktık gene; Evan Abeele, elektronik, drone, biraz da elektornikle neo klasik arasında müzik icra eden bir dostumuz...
Düşündürücü etkiye sahip müzik; bir yandan huzur verirken diğer taraftan olumlu ve değişik düşünmemizi de sağlıyor. Diğer paylaştığım gruplar gibi karamsar değil, tam aksine hissettirdiği duygularla yaşama bağlanmanızı sağlayan bir içeriği var.
Albümden örnek parçalar bandcamp üzerinden dinlenilebilir... Ben de hiçliğin nehrine, sabahın yedisinde şişeleri akıtmaya devam edeyim. Nasıl olsa hiç bir işe yaramayacak...
Sun Devoured Earth, Letonya'dan black metal, psychedelic black metal, noise, drone, shoegaze, screamo tarzında müzik yapan şimdilik az bilinen bir topluluk.
Dört parçadan oluşan 2011 tarihli EP çalışmalarında genel olarak gürültülü bir black metal tarzı hissediliyor; buna ilave olarak shoegaze etkisi de yüksek...
Parçaların belirli bölümlerinde shoegaze melankolisini ve bunalımını hissetmemek mümkün değil; dediğim gibi bu çalışmalarında ağır basan black metal müzik oluyor. Bandcamp üzerinden örnek parçaları buraya ekliyorum. Herkese iyi dinlemeler...
Tamamlanmamış hesaplaşmalar, nedensiz ve sebepsiz ayrılıklar, olmaması gereken ama olması ne yazık ki gereken zorunluluklar, gecenin sessizliği; bazen de gecenin ürkütmesi; etraftaki kalabalığa rağmen yalnızlık, kalabalık bir caddede haykırma isteği...
Jessica Pavone ile tanışmam biraz geç olmuş aslında. İlk kez bu akşam dinleyebildim; neden daha önce ismini duymamışım diye kızdım kendi kendime :)
Yine benim yakından takip ettiğim Carla Kihlstedt ile kıyaslamak istedim, Carla ile Jessica'nın; en azından dinlemiş olduğum Army Of Strangers albümüne göre farklılıklar dikkat çekiyor.
Carla Kihlstedt, kendi solo çalışmaları ve yer aldığı diğer projelerinde avantgarde tarzı benimsemiş. Sıranın dışında olmayı seven bir müzisyen daha doğrusu...
Jessica Pavone'in 2011 tarihli çalışmasında ise, viola ağırlıklı oda müziği, neo klasik, klasik caz, deneysel caz ve rock müzikten izler buldum.
10 parçadan oluşan albüm 38:00 dakika uzunluğunda, birbirinden farklı ve değişik 10 dinlenesi parça bizi bekliyor.
Moral bozacak bir çok neden bulabiliriz; bu ülkede gündem hiç değişmez çünkü... Mutlaka gün içinde ya da geçen zaman içerisinde canımızı sıkacak olaylar gelişebilir. Toplum olarak da, kişisel yaşamımızda da sorunlar hep karşımızdadır.
Yorgun ruhlar, kırık kalpler için gelsin o zaman bu albüm!
Indie rock, folk rock ve alternatif country tarzında, şimdilik çok da adı duyulmamış bir müzisyen Lindsay Fuller...
Dinlerken hayaller, düşler ve hayal kırıklıkları bir anda gözünüzün önünden geçiyor sanki. Geri getiremediğiniz yanlışlar ve acıdan doğan bir olgunluk, kesinlikle bu albümde mevcut. Tavsiyem; divshare üzerinden yüklediğim My Sweet One.
Noise rock; 90'ları yalayıp yutmuş dinleyiciler için kolay gelebilir. Bazı dinleyiciler noise rock müziği tam olarak bilmiyorlar; sabahın altısında kafası iyi bir adamın yazacağı şey de bu kadar olur ancak!
Noise rock'ın İsviçre'deki önemli temsilcilerinden biri de Ventura... The Jesus Lizard'ın vokaliyle birlikte şarkı söylediler. Qui (The Jesus Lizard'ın yeni grubu) hakkında daha sonra gerekli yazı hazırlanacak, merak etmeyin. http://www.myspace.com/qui
Gürültülü bir rock soundu ve duyguların iç içe geçtiği bir müzik düşünün. Sert ama; duygusal tarafları da var. Yumuşak, fakat derin yönleri de bulunuyor. Sert ve değişik gitarlarına rağmen, düşündüren ve tekrar tekrar dinlemenizi sağlayan iki parça burada!!!
Parçalar, youtube ve divshare üzerinden burada...
The Jesus Lizard ve 90'lardaki tüm noise severlere İsviçre'den bir armağan olsun!
Industrial, noise, power electronics tarzında müzik yapan, saydığım türlerin dinleyicileri haricinde alışılması zor bir müzik grubu. Yine de gürültü ve sanatın; daha doğrusu gürültü ile müzik sanatının güzel birlikteliği sonucu ortaya çıkan bir topluluk.
Herkese göre değişebilir, sanat da; iyilik, doğruluk ve güzellik gibi göreceli bir kavram... Benim için bu grup ve yaptıkları müzik sanatken, bir başkası için sadece gürültüyü temsil ediyor olabilir.
İyi inceleyip, dinlerseniz; içinde karanlık ve gizli bir şifre bulacaksınız. Bunu da, kazı kazan oynayıp da kazıdığınız şeyden hiç bir şey çıkmaması gibi görün. Yani; sadece görebilene gözüken bir durum. Herkese iyi dinlemeler...
Coil, Nurse With Wound ve benzeri; dark ambient, noise, dark, industrial türü severlerin hoşuna gidecektir..
Bu gece Death metal üzerinden ilerledik; yine death metal ve grindcore müziğin şüphesiz en iyi topluluklarından birisi olan Pungent Stench'den Viva La Muerte...
90'ların ortasında death metal gruplarına bir haller olmuş olmalı ki; rock'n roll groove ritimlerde albümler ya da parçalar çıkarmışlardı. Bana kalırsa Entombed'in bunda payı yüksek. Pungent Stench grubu da 90'ların başında death'n roll ya da groove rock'n roll ve death metalden nasibini alan gruplardan; en azından bu parçayla...
Dismember, Konkhra, Entombed, Pungent Stench, Grave, Carcass, şimdilik bu tarzda albüm yapmış gruplardan bazıları bunlar. Aklıma geldikçe paylaşmaya devam edeceğim.
İsveç death metalinin önemli gruplarından Grave grubunun 1994 yılında çıkarmış olduğu albüm ve albümle aynı ismi taşıyan parçanın video klibi...
Diğer Grave albümlerine göre, biraz değişik bir çalışma olduğunu söyleyebilirim. Entombed gibi Grave grubu da rock'n roll yanı ağırlıklı, groove yönü ağır basan, hardcore müzikten de etkilenen, değişik bi death albümüne imza atmıştı 1994 yılında...
Takip ettiğim müzik bloglarının birinde tesadüfen gördüğüm bir grup Ektoise. Asıl ilgimi çeken ise; Coil tarzında, ambient, drone, experimental, industrial müzik grubu olarak belirtilmiş olmasıydı.
10 parçadan oluşan albüm 57:22 dakika uzunluğunda, bir çok farklı müzik türünden örnekler bulabileceğiniz, deneysel bir çalışma...
Bandcamp üzerinden ücretsiz dinleyebileceğiniz albümde, old school industrial mantığında işleyen, işin içine post rock ruhunu da katan, karanlık yapısına metal ve drone müzikten de ilaveler yapan; zaman zaman shogaze ve melankolik tarzıyla da dikkat çeken, deneysel bir çalışma...
Karanlık ruhlara hitaben, deneysel ve derin bir çalışma bizlerle. Albüm ücretsiz olarak da indirilebiliyor. Mail adresinizi yazmanız bunun için yeterli. Herkese iyi dinlemeler.
Woody Allen filmleri şu sıralar özel bir kanalda sıklıkla yayınlanıyor. Çocukluğumdan beri Woody Allen'i severim; filmlerini de keyifle izlerim. Zeka işi, ince esprilerden oluşan, entelektüel düzeyde kara mizah anlayışı ve dokundurmaları her zaman hoşuma gitmiştir.
Allen'in Yaramaz Harry (Deconstructing Harry) isimli filmini bu akşam hem gülerek hem de biraz düşünerek izlerken, filmdeki karakterin depresyon ilaçları ve alkol bağımlılığı dikkatimi çekti. Şu sıralar ilaç kullanmasam da; alkol ve biraz yatıştırıp, sakinleştiriyor beni. Blogun okuyucuları zaten biliyordur. :)))
Şaka bir yana; alakasız bir konudan girip bir death metal grubundan örnekler vermek istiyorum bu gece...
Bazı genç dostlarımın bilemeyeceği üzerine bu paylaşımı yapmak istediğimin altını çizerim. Grubumuz 80'li yılların sonlarında Hollanda'da kurulan, albümlerini çıkaran; o zaman için deneysel sayılabilecek thrash, death metal tarzında son derece teknik çalışmalar üreten farklılığını belli eden Pestilence!
Teknik death metale önayak olmuş; progressive ve jazz müziğin metal müziğin entegre edilmesini sağlamış, her yeni albümünde müzikal yeteneklerini ve kalitesini bir üst noktaya çıkarabilmiş başarılı bir grup...
Bana kalırsa; Meshuggah'dan önce Math ve progressive death metalin başlangıcı olan gruplardan biri hatta...
Patrick Mameli önderliğindeki grup, çalışmalarına 93 yılında çıkarmış oldukları Spheres albümünden sonra uzun bir ara vermiş; C- 187 ile Patrick Mameli tekrar metal müziğe gangsta rap, groove ve math metal gibi deneysel türleri de ekleyerek geri dönmüş olsa da, tekrar dönüşü Pestilence ile 2009 yılında yaşadı.
Bu kısa yazı da niçin yazıldı; çünkü gelen bilgilere 2011 Doctrine isimli yeni bir çalışmaya imza atacaklar, merakla bekliyoruz.
Mammoth, southern rock, southern blues, stoner, stoner metal, hard rock ve biraz da sludge müzik etkileri taşıyan bir topluluk...
Müziklerinde kaliteden ya da teknik kabiliyetlerinden çok içtenliğine güvendiğim bir albüm piyasaya sürmüşler. Söylediklerim yanlış anlaşılmasın; kötü bir sound veya kötü bir albüm karşınıza çıkmayacak. Sadece, albümde hissettiğim içtenlik ve paylaşılan müzik hoşuma gitti. Pek zorlama bir durum sezinlemedim açıkçası. Daha başarılı stoner metal albümleri de yok değil tabii; gene de samimi olduğuna inandığım bir albüme imza atmışlar. Denemekte ve dinlemekte fayda var.
Sınırlı sayıda piyasaya sürülen bir albümden kısaca bashedeceğim; albüm 70'ler rock, psychedelic rock türünde ilerleyen, 70'lerin ruhunu hissettiren bir müziğe sahip.
Şöyle özetleyebilirim: 70'ler rock ruhu ve müziği üzerine, psychedelic, drone, noise etkiler taşıyan fuzz ağırlıklı bir çalışma...
Dinlerken aklınıza direkt 70'ler gelebilir; plaktan gelen cazırtılı sesler, gitarların yaydığı o tatlı gürültü, biraz nostlaji; tabii ki deneysel müziğin kendine has enerjisi...
Albümü edinmeye çalışın, tarzında oldukça başarılı bir çalışma. Öncelikle hissettirdiği duygu çok güzel.
A1 Black Money A2 End Of A Primitive A3 Grimhaven A4 Poison In Jest B1 Sinfull Woman B2 Grimhaven (A Return) B3 Moon In The Gutter B4 Nine Wrong Answers
Psychedelic folk ile drone türlerinden doğan deneysel ve fazla bilinmeyen bir çalışma. Dinleyiciyi düşündüren, rahatlatan etkiye sahip albümde; bir taraftan düşünüp huzuru bulurken, bir taraftan da anksiyete problemi yaşayan bir insanın gözünden dünyaya bakıyormuşsunuz hissine kapılabileceğiniz bir çalışma olmuş.
Drone, experimental ve psychedelic folk müzik severlerin hoşuna gidecek albümü kesinlikle dinlemenezi öneririm...
Portekiz'li grubun 2006 yılında çıkardığı Muzak ismli albümü dinlerken bunu paylaşmam gerektiğini düşündüm.
Sanata ve çeşitli düşünce akımlarına yön veren 60'lı ve 70'li yılların halen izini bazı sanat dallarında rahatlıkla görebiliriz.
Dönemin gençleri, otorite karşıtı tavırları ve davranışları, savaş karşıtı ve barışı simgeleyen duruşlarıyla günümüzdeki bir çok kuşağın öncüsü olmuşlardı. Aynı şey müzik için de geçerli; halen bir çok grubun 60'lı 70'li jenerasyonun izinden gittiğini rahatlıkla söylenebiliriz. Grubun yaptığı müzikte zaten 60'lar ve 70'lerden izler bulabilirsiniz. Çok da uzatmadan Portekiz'li grubun müziğinden bahsedersem; 70'ler psychedelic rock, space rock, avant prog rock, deneysel rock türünde müzik yapan belirli kitleye hitap eden bir topluluk...
Biraz klasik ya da yukarıda saydığım eski rock türlerine ilginiz varsa hoşunuza gidebilecek bir çalışma sizi bekliyor. Albümde parça uzunlukları da çok uzun değil, dinlemesi kolay ve rahatlatıcı etkiye sahip müzikleri bulunuyor. Eskiyi hatırlatan, düşündüren, hüzünlendiren, bazen de yüzünüzde hatırlattığı bir anı sayesinde hafif bir tebessüme sebep olan hoş bir grup.
Lastfm'de dinleyici sayısı şimdilik 733, myspace arkadaş sayısı ise 5299...
Dinleyin, gruba en azından dinleyici sayısı olarak katkıda bulunun. Son yudum blog olarak yine az bilinen ve değeri anlaşılmayan yeni grup, müzik ve keşiflerle 2011 yılında birlikte olmak dileğiyle. İyi dinlemeler...
Stoner, doom ve heavy metal müziklerinin ana kaynağı olarak bir çok yerde Black Sabbath gösterilir. Hikaye anlatılan her yerde aynıdır aslında; blues tarzı hard rock türünde müzik yaparken (ingiliz blues müziğinden bahsediyorum) gizemli şeylere meraklı olan elemanların Boris Karloff'in oynadığı film Black Sabbath ile müziğe bakış açıları değişir. Yeni ve denenmemiş bir şey denemek isterler vs.
1970 yılında çıkardıkları ilk albüm ve kendi adlarını taşıyan parçayla; bence doom müziği yaratmışlardır kesinlikle. Bazı kaynaklarda Blue Cheer grubunun heavy metalin atası olduğu iddia edilmektedir fakat; kişisel yorumum her kim ya da hangi grup bilemiyorum ama bu akımı ilk başlatan, kitleleri halen peşinden sürükleyen Black Sabbath topluluğudur...
Ozzy Osbourne ile kaydettikleri 1970- 78 arası tarihlerdeki albümlerde; deneysel yönü de ağır basan, rocxk adına önemli ve değişik çalışmalar da dikkat çekmektedir. Müzik tarihine yön veren çalışmalara imza atan grubun gizli bir destekçisi var mıydı, bunu bilemem. Sadece tek bildiğim, 70'li yıllarda müzik piyasasını derinden etkilemiş işlere imza atmış grup, her büyük grup gibi çeşitli anlaşmazlıklara girmiş ve Ozzy gruptan ayrılmıştır.
Ozzy'den sonra, Dio vokalist olarak mikrofon başına geçince; 80'ler heavy metal müziğinin şekillenmesine yön veren çalışmalar ortaya çıkarmıştır grup. Eski Deep Purple elemanı Glenn Hughes ile kötü bir deneme olan bir albüm de denemesi olan grup arayışlarına önce Ray Gillen da denemiş; Tony Martin'i dinledikten sonra da Eternal Idol ile ve devamı gelen albümlerle kaldığı yerden devam etmiştir.
Tony Martin ile üretilen albümler; ilk başta Tony Iommi'nin solo kariyeri gibi görünse de; aslında Iommi'nin ilerleyen yaşı ve kafasındaki müziği net olarak belirlemesi sonucu ortaya çıkan olgun işlerdir. Klavye kullanımı da eklenmiş olan grubun müziği iyice sertleşmiş, doom havasında ilerleyen, atmosferik ve etkileyici yapısıyla albümleri biraz daha yeraltı kulvarına inmiştir. Sıkı doom ve heavy dinleyicileri tarafından oldukça beğenilen albümler; Black Sabbath'ın en az bilinen ve hakettiği ilgiyi göremeyen albümler olmuştur.
5 dakika gibi kısa bir sürede bunları neden yazdım; çünkü, Place Of Skulls grubunun son albümü tam da bahsettiğim olgunlukta bir çalışma.
Gücünü Black Sabbath'tan yani; güçlü, ağır ve sersemletici gitar rifflerinden alan, sert; aynı zamanda doyurucu yapısı, etkileyici vokalist Victor Griffin'in sesinden, Hard rock, heavy metal ve geleneksel doom metalin birleşen gücünden; ruhu olan ve bunu müzik aracılığıyla notalara döküp ifade edebilen bir albüm karşımızda...
Biraz daha hard rock, klasik heavy metal, doom rock, doom metal, geleneksel heavy metal gibi müzikleri tanıyıp, dinleyen olgun dostlarıma tavsiye edebileceğim bir albüm As a Dog Returns...
Eski ve kökleşimiş grupların müzik yapmaları biraz risklidir; zamana ayak uydurmak ya da çağa uyum sağlamak gibi dertleri olabilir.
Rolling Stones gibi pop müzik kültürüne ait olmayan doom müzik grupları için bu kelimeleri ifade etmek yanlış olabilir haliyle. Gene de, zor olanı başarmak gibi bir şeydir aslında. Geleneksel olanı ve eski bir türü; grubun müziğini çok da bozmadan ifade etmek gerekebilir. Bu tür müziklerde zorlama olup olmadığı hemen anlaşılabileceği gibi; başarılı olma ihtimali de yüksektir. Hayranlar üzüntüye uğramamış ve beklenen albüm piyasaya sürülmüştür...
Tekrar yinelemek gerekirse; Place Of Skulls, 2011 yılında klasik hard rock ruhunu yitirmeden, doom metal referansları ve Black Sabbath geleneğini bozmadan, oldukça başarılı bir Doom, stoner rock albümüne imza atmış.
Kayıtsız kalmayın!!! Grubu henüz dinlememiş olanlar varsa da mutlaka dinlesinler.. Herkese iyi dinlemeler... Doom müzik hayatınızdan eksik olmasın sevgili dostlarım ;)
Buckaduzz, gücünü geleneksel hard rock ve stoner rock müzikten alan; Norveç'in soğuk ve karanlık yapısına pek de uymayan şekilde müzik icra eden bir topluluk.
Amerikalı grupların egemenliği konumundaki stoner rock müzik tüm dünyaya yavaş açılıyor. Avrupalı gruplar son yıllarda bu tarz müziklerde atağa geçtiler. Norveç de ilginin arttığı ülkelerden biri...
Buckaduzz yayınlamış oldukları 3 parçalık Epleri The Big Slow albümünde, doom olayına fazla girmeden Amerikalı Southern stoner rock gruplarına benzer bir müzik yapıyor.
Black Sabbath ekolünden gelen grubun kısaca müziği, ağır ilerleyen, stoner etkisinin daha yüksek olduğu doom stoner rock tarzında olduğunu söyleyebilirim...
Görece geç keşfetmiş olduğum bir grup A Shoreline Dream, post rock, shoegaze ve psychedelic tarzların hakim olduğu, kendilerine ait; orijinal bir müzikleri bulunuyor.
Melankolik ve biraz düşündürücü...
Dinlemeye başladıktan sonra hem kulağa hem de ruha sempatik gelen; aynı zamanda biraz önce söylediğim gibi düşündürücü etkiye sahip, son derece insanı rahatlatan, huzura erdiren hoş bir müzik.
Post rock severlerin benim gibi keşfetmeye geç kalmamış dinleyicileri varsa mutlaka denesinler!
Nedeni olmayan, sadece bir hiç, ümitsiz ve boş düşünceler; sadece bir şey işte...
Ne olduğunu bile bilmediğim, bir şey.
Sadece 60'ların çocukları isyanı tattılar. 70'lerin çocukları; hem isyan, hem asilik, hem de zevkin tadına vardılar...
80'ler kendini kaybetmiş, ne olduğunu ve ne istediğini bilmeyen bir kuşakla geçmişti bana göre.
90'ların çocukları modernize olan hayata adapte olmaya çalışan genç insanlardan oluşuyordu. (Aynı zamanda durağan da bir zamandı sanki) Hem masum hem de mantıklılardı; üretkenlik de vardı bence...
Ya 2000'ler nasıldı? Çocukluğumuzda uçan araba ve kaykayla beklediğimiz 2010'lar...
İnternet ve teknoloji; aydınlanma çağı rivayetleri, Nibiru efsanesi, hızla tüketilen takip etmekte zorlandığımız ticari ürünler, obezite vs. ve 2010'lara merhaba...
En azından neye seviniyorum biliyor musunuz? Gençler en azından karanlığı ve acıyı tadıyorlar az da olsa. Tecrübeleri yok ama; o belirtilemeyen ya da üstü kapanılması istenen acıyı tadıyorlarmış gibime geliyor. Ne olursa olsun, 2010'lu yıllardan ümitliyim...
2011 yılına yeni yeni alışmaya çalıştığımız şu günlerde yeni albümler de çıkmaya başladı. Drone, doom müziğin önemli isimlerinden Earth Angels of Darkness, Demons of Light 1 isimli çalışmasını dinledim.
5 parçadan oluşan albüm, tam bir saat uzunluğuna sahip. Doom ve drone dinleyicilerinin alışkın oldukları bir uzunluk süresi aslında. Albümde yer alan son parça; Angels of Darkness, Demons of Light 1 20:24 kısmı kapsadığı için, kalan 40 dakika da dört parçaya ayrılmış.
Albüm kısaca doom ve drone özelliğinden çok; ağır ilerleyen yapısıyla dikkat çekiyor. Her zamanki gibi oldukça ağır ilerleyen düşük tempo bir albüm kaydetmişler. Doom yerine daha çok düşük tempo post rock adlandırabilirim albümü. Drone ve doom özelliğini bir yana bırakıp, post rock tarzında işlenmiş düşük tempo bir müzik de olmuş diyebilirim.
İlk dinleyişte fazla ısınamadığım albüm; yine de huzur verici yönü ve sakinliği dinlenir gerçekten. Bir kaç dinleyişten sonra daha iyi keşfedilecek bir albüm bence.
Albümde karanlık bir yapı bulunmamakla birlikte; olgunluğun vermiş olduğu acı ve üzüntü yer alıyor gibi geldi bana.
Örnek parça burada olacak, en iyisi dinleyip siz karar verin ;)
PLAY IT AGAIN... (Duos)
-
*LANÇAMENTOs* Uma seleção de novos álbuns em *duo*, com as mais diferentes
instrumentações, vindos de diversas partes do globo. Ouça, divulgue, compre
d...
Engine Kid-Angel Wings //30 years old today!!
-
The second and most important album from Engine Kid : ”Angel Wings” turns
30 years old today! In celebration of this absolutely surreal fact (!!!!)
the rem...
Rocket launch brand new online store
-
We are happy to share with you the news that Rocket Recordings has opened a
brand new online store where from now on you can buy all Rocket physical,
dig...
Situs Slot Online Gacor Resmi dan Terbaik
-
Situs Slot Online Gacor Resmi dan Terbaik – Game slot online pertama kali
muncul tahun 1989 di Kanada dirancang oleh Charles Fey. Belum memakai tema
tert...
-
nasıl açıklayabilirim o albümün bana ne yaptığını.
nasıl açıklayabilirim o albümün neden yapıldığını.
"kimse?"
evet. "kimse."
çok üzgünüm.
kendi kalabalığı...
VEGAN LOGIC - OPERATING THEATRE - 6.4.2018
-
*6.4.2018*
Bu haftaki programın konusu, 36 yıl önce İrlanda’da kurulan Operating
Theatre adlı müzik-performans grubu. Besteci Roger Doyle ve aktrist Olwen ...
Tape Tuesday: Rope Sect – Personae Ingratae
-
As far as we’re concerned, there could not possibly ever be enough
suicidal, post-punk inspired rock ‘n’ roll. Pressed hot and magnetic onto
cassette tape ...
Müzik: Brambles - Charcoal (2012)
-
*Brambles*; İngiltere doğumlu ‘*Mark Dawson*’ın dark ambient ile modern
klasik türleri arasında gezinen güzide projesi.. 2012 yılında ‘*Serein*’
etiketi...
son
-
[image: son]
Blog kavramının ömrü doldu, bu blogun ömrü hayli hayli doldu. Bu zamana
kadar takip eden, bu vesileyle tanıştığım/tanışmadığım herkese teşekkür...
iTunes Catalog Sale
-
The entire *Hydra Head* catalog is on sale at *iTunes*!
https://itunes.apple.com/us/collection/complete-catalog/id26975?fcId=1057371362
Tristram Shandy Beyefendi'nin Hayatı ve Görüşleri
-
Calvino'nun sınıflandırması ile bakacak olursak eğer, Tristram Shandy
Beyefendi'nin Hayatı ve Görüşleri benim için, "Çok Uzun Zaman Önce Okunmuş
Olsa da...
Circa Survive // Blue Sky Noise
-
genre: alternative rock
origin: USA
* * *
links: MySpace || Last Fm
* * *
TRACKS:
1. Strange Terrain
2. Get Out
3. Glass Arrows
4. I Felt Free
5. Imaginar...
v.a. - "[Deep] Into The Abyss"
-
First off, just wanted to let you all know that I'm not dead and I haven't
quite fallen off of (or into) the face of the Earth yet. By now, it's
obvious ...
-
Akşam üzeriydi ve huzursuz bir cumartesiydi. Sigaramı yaktım ve dumanı
izledim. Sessizce zamanın akışına bıraktım kendimi. Sonra bir bira kutusu
buna eşlik...
Klang: First part of Berghain set on 15.05.2013
-
1) Secret track (soon to be released)
2) Master Musicians of Bukkake - Bardo Chikkai (Conspiracy, 2009)
3) Volcano the Bear - She sang a song of Norway / T...
The Sneaky Mister - Joyce (2011)
-
Artist: The Sneaky Mister
Album: Joyce
Year: 2011
Genre: folk, anti-folk
The Sneaky Mister lives in Brooklyn. In a past life, it fronted folktronic
band ...
MOVED. NEW URL. CHANGE YOUR RSS.
-
We've long moved on to another location. However, this site has gotten out
of control, so I've cleaned it up a bit. A few upload requests have been
hono...
Favorites of 2012
-
Tyler + Brandon + Carter + Alisa
25. *Ty Segall Band - Slaughterhouse* (In The Red)
When he's not making an ass of himself dismissing all that isn't rock, ...
Rabbit Junk - Bubble
-
Rabbit Junk'ın *Project Nonagon* toplaması sonrası çıkarttığı single'lar
üzerinden devam ediyor olma sebebim en çok albümleri *ReFrame* ve *This
Life is Wh...
LITHA (21 June 2012)
-
The musick dedicated to this Sabbat is:
*ANTONY AND THE JOHNSONS*
ANTONY AND THE JOHNSONS
Original Issue: 2000 Durtro (DURTRO 050CD)
₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪₪...
what is love?!
-
it may not be the best choice but we strongly respect their decision when
love is in the way. love comes in all forms and names are always on top of ...
That´s All Folks
-
Three years ago i started this blog as a hobby to share many of my
favourite bands and music able to make me feel and inspire different
things. After me...
New Weed Temple
-
2012 marks some changes, including probably the biggest change in Weed
Temple since its inception in 2008, that is moving the blog to a new
platform. From...
Marisa Miller
-
Marisa Lee Miller (born August 6, 1978) is an American model best known for
her appearances in the Sports Illustrated Swimsuit Issues and her work for
ling...
Paragraphs - Come Nap with Us
-
Artist:*Paragraphs*
Album: *Come Nap With Us*
Label: Self released
Year: 2010
*Tracklist:*
01. Once I'm a Doctor, I''ll Think of Great Titles
02. ...
WE HAVE MOVED ...!!!!!!
-
THIS BLOG HAS MOVED!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
this will be the last post on this blog..
from now on our blog will be available at
ht...