6 Nisan 2013 Cumartesi

The Angelic Process - We All Die Laughing

Açlıktan kusuyordum; sene 1999'du. İçkiye paramın olduğu ama yemek yemeye olmadığı bir dönemdi. Ortaköy'de insanların artık kumpirlerini yiyerek beslenmiştim o gece, sabaha karşı ya da... Sonrasında bir hafta yatakta yatmak zorunda kalmıştım. Kimsenin olmasını beklemiyordum ama en kötü zamanlarımda veya ihtiyacım olması gerektiği durumlarda bile kimse yanıma yoktu. Bütün dertlerimi kendi başıma halletmiştim, kendi kendime savaşıyordum, iç dünyamı sorguluyordum, hepsi ama hepsi bana o kadar güç verdi ki... O acı günlere, aylara ve de uzun geçen geçen yıllara teşekkür etmek az bile kalır. Son bir yıldır ağlayamadım bile, geçene sene çok ağlamıştım halbuki, bu sene de bir taş kalplilik sözünü geçirmişti sanırsam. Ağlamayı çok istesem bile; tanrılar belki kızacaktı bana, neden ağlıyorsun diye. Bu yüzden, kendi kendime saçma sapan içip duruyorum, bazıları acınası buluyor beni ve bürünmüş olduğum kimliği; onlara cevabım siz ne haldesiniz de olabilir, haklısınız da... Bilmem anlatabildim mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails